Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-82

06 Haziran 2024 - 09:56 - Güncelleme: 06 Haziran 2024 - 09:56

KÖY KONAĞI
Özellikle dini bayramlarda köyümüze gittiğimiz günlerde, Türkiye’nin değişik bölgelerinde görev yapmakta olan hemşerilerimiz de köye gelmiş olurlardı. Böylece köyümüz için bir şeyler yapalım diyen maksimum sayıda arkadaşımızla buluşma imkanına kavuşurduk. Nadir olarak meydana gelen bu fırsatı değerlendirmek için isteyen arkadaşlarla ve köylülerimizle bir toplantı günü belirleyip o gün buluşurduk. Toplantının konusu elbette köyümüzün sorunları olurdu. Belirlenen saatte isteyenler gelir ve hoş beşten sonra köyün sorunları hakkındaki gündemi başlatırdık. Bu yaptığımız görüşmelerde herkes söz alır, aklındaki sorunu ve çaresini ortaya koyardı. 1990 lı yıllarda öne çıkan başlıca sorunlar çöp, kanalizasyon, köy içi yollarının taş döşemeleri, köy konağı, kooperatifleşme, vs. Bu sorunları nasıl çözebiliriz? konusunda zihin jimnastiği yapar bulduğumuz çözümleri ortaya koyardık. Benim aklıma kaynak olarak her sene kurban kesiminde elde edilen derilerin köy adına toplanması ve bunların satımından kazanılacak paranın köyün ihtiyaçları için kullanımının sağlanmasıydı.
Yapılan görüşmeler sonunda en acil olarak yapılması gereken işin, köy konağı olduğu ortaya çıktı. Gerçekten köyde muhtarın çalışmasına uygun bir oda, sosyal bir etkinlik düzenlemek için (kurs, toplantı, hasta muayene odası, kütüphane, vb. gibi) mekânlar yoktu. Toplantıya katılanlar bütün bu ihtiyaçların karşılanması için, bir köy konağı planlayıp yapılmasının şart olduğu görüşüne vardılar. Diğer sorunları bir tarafa bırakıp önceliği köy konağı yapımına verdik. Bunun için ne yapabilirdik? Arsa yerimiz hazırdı.
Köy konağı işine başlamamızın bir nedeni de “Köy konağının inşaatı, su basman seviyesine kadar köylüler tarafından yapılırsa, geri kalan kısmını devlet tamamlar” bilgisini öğrenmemizdi. Bu takdirde işimiz daha da kolaylaşıyordu. Bu bilgiler çerçevesinde hazırlıklara başladık. Bu çalışmalara 1995-96 yıllarında başlandı. Görevi gereği sürekli olarak köyde kalan arkadaşlarımız Muhtar Süleyman Ata, İmam Ahmet Esen ve Öğretmen Mehmet Ürün köy konağı işlerinin gönüllü takipçisi olacaklardı.  Bunun için bankada köy konağı yapımı için bir hesap açtırıp isteyen arkadaşlar bu hesaba her ay belli miktarda para gönderecekti. Para ve bağış işlemlerinin takibi muhtar, imam ve öğretmen tarafından yerine getirilecekti. Bu şekilde köy konağı yapım hazırlıklarını başlatmış olduk.
Konak iki katlı olarak düşünüldü. Alt kat kahvehane olacak, ihale ile işletmesi birisine devredilip kira geliri köy ihtiyaçları için kullanılacaktı. Üst kat ise köyün idari ve sosyal işlerinin yapılmasına ayrılacaktı.
Bu düşüncelerin olgunlaşmasından sonra üst katın projesi, ortada boydan boya hem hol hem de salon olarak kullanılabilecek büyük dikdörtgen bir oda, kapıları bu salona açılan sağ tarafta doktor odası ve kooperatif odası, sol tarafta ise mutfak, misafir odası ve onun yanında muhtar odası, girişin hemen soluna tuvalet ve banyo olacak şekilde çizildi. Misafir odasının, aynı zamanda kütüphane olarak da kullanılması tasarlandı.
Ben aidatlarımı düzenli olarak göndermeye başladım. Bu toplantıdan bir yıl sonra, tahmini 1996 yılında köy konağının temel atma törenini gerçekleştirdik. Köylülerimizin büyük bir çoğunluğu törenimize katılarak köy konağının yapımına sahip çıktıklarını gösterdiler.  Bu törende ortak ve özverili çalışmanın önemine vurgu yapan konuşmalar yapıldı. Konuşma yapanlardan birisi de bendim.
Temel atma töreninden sonra, öngörülen projeye göre köy konağı devletin de katkısı ile bir iki yıl içinde tamamlandı. Konağın yapımında katkısı bulunan, başta devlet olmak üzere herkese, köyümüz adına teşekkür ederim. Uzun yıllardan beri kullanılmaya devam ediyor. Konağın girişinde, zemin katta büyük bir kahvehane çalışmaktadır. Kooperatif ve muhtarlık uyum içinde görevlerini sürdürmektedirler. Haftada bir gelen doktor, hastalarını burada muayene edip reçetelerini veriyor.
Eşim Emine Hanım, daha ben emekli olmadan üniversitede öğretim üyesi iken köyümüz çocuklarından bağlamaya hevesli olanların kurs almasını sağlamak için bütün masrafını kendi cebinden vermek suretiyle bağlama hocası temin ederek köy konağında kurs düzenledi. Bu kurs iki dönem sürdü. Şimdi bu kurstan yetişen bazı gençler bağlama çalmaya devam ediyorlar. Emekli olup Gördes’te yaşamaya başladıktan sonra yine köy konağında, geleneksel üç etek kıyafetlerinin dikimi için Halk Eğitim Merkezi ile iş birliğine girerek kurs açılmasını gerçekleştirip kursiyerlerin yetişmesine katkıda bulunmuştur
Köylülerimizin ihtiyaç duyduğu, her türlü kursu takip etmeleri ve kendilerini geliştirmeleri bu konak sayesinde kolaylaşıyor. Burada zaman zaman tarımla ilgili kurslar (meyve aşılama gibi) düzenlenmektedir. Şimdi bu binanın mülkiyeti belediye tüzel kişiliğine devredilmiş. İlerde umarım tekrar köyümüz adına devri gerçekleşir.

Bu yazı 207 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum