SÜRÜCÜ EHLİYETİ
İnsan hayatında sürücülüğün çok önemli bir yeri olduğuna inanıyorum. Hatta çocukluğumda bisiklete binmeyi niçin önemsemedim diye hep üzülmüşümdür. İnsan her türlü yeteneğini zamanında geliştirmeyi ihmal etmemelidir. Çağın gerektirdiği aletlere ve araçlara kendisini çabucak uyarlayabilmelidir. Bu nedenle araba kullanmayı eşimle birlikte çok önemsedik ve ehliyet almaya karar verdik. Bir ailede hem anne hem baba ehliyet sahibi olursa çok iyi olur. Çünkü hiç umulmadık bir anda ihtiyaç ortaya çıkabilir ve araç kullanmak zaruri hale gelebilir. Eşlerden biri rahatsız olup hastaneye yetiştirilmesi söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda vakit kaybetmeden gerekli yere ulaşmak büyük önem arz eder. Eşlerin her ikisi araba kullanabiliyor olması dar zamanlarda insanlara büyük kolaylıklar sağlar.
Bu işe niyetlendiğim zaman yaşım kırktı. Acıbadem semtinde üniversitenin lojmanlarında kalıyorduk. Ehliyet alabilmek için bir sürücü kursuna kaydolmak ve yapılan teorik ve pratik sınavları kazanmak gerekiyordu. Kadıköy semtinde açılan bir sürücü kursuna kaydoldum. Kurs mesai saati bittikten sonra başlıyor üç saat devam ediyor ve tahminime göre haftada üç gün devam ediyordu. Bu şekilde kurs yaklaşık dört ay sürmüştür.
Kursumuza trafikte uzman olmuş deneyimli hocalar geliyordu. Kurs boyunca bize uzun deneyimler sonucu kazandıkları bilgileri ve trafiğin felsefesini aktardılar. Araç kullanmanın basit bir çalışma ile öğrenilebileceğini ancak usta bir sürücü olmanın zor olduğunu söylerlerdi. Bunu anlatmak için şu örneği verirlerdi:
“Şehirler arası otobüs kullanan şoförlerin acemi oldukları söylenemez. Ancak çok sayıda ölümlü otobüs kaza haberlerini gazetelerde okumaktayız ve televizyonlarda görmekteyiz. Bu nedenle iyi bir sürücü olmak, ancak kaza yapmamak için ne tür önlemler alınacağını bilmek ve sezmekten geçer.” diyerek bizi uyarırlardı. Yine hocalarımızdan biri, “Araba kullanmada direksiyon hakimiyeti, ancak on beş bin km yol yapıldıktan sonra kazanılabilir.” demişti.
Bu kursa büyük önem vererek ve hiçbir dersi kaçırmadan sonuna kadar devam ettim. Pratik yapmak için kullanılan saha da yine bizim lojmanlara yakın hukukçular sitesinin yakınındaki bir boş arsa idi. Bu arsada kurs hocalarımızın gözetiminde sürüşler yaptık. Kurs sonuna doğru bizi şehir trafiğinin içine sokup çalışma yaptırmışlardı. Şehir trafiğine girildiğinde oldukça heyecanlanmıştım.
Kurs bittikten sonra yapılan teorik ve uygulamalı sınavları kazanarak ehliyeti almaya hak kazanmıştım. Fakat asıl önemli olan trafiğe çıkarken kişinin kendi kendine vermesi gereken özgüven ehliyeti idi. Onu nasıl kazanacaktım?
YORUMLAR