Doç.Dr.İbrahim KOÇ

Doç.Dr.İbrahim KOÇ

49ibkoc@gmail.com

Anılarım-93

31 Temmuz 2024 - 08:04 - Güncelleme: 31 Temmuz 2024 - 08:04

SÜRPRİZ
1991 veya 1992 yılı içinde eşimle birlikte bir Kurban Bayramı nedeniyle köye geldik. Arabamızı lojmanın bahçesinde bırakıp Gördes’e otobüsle gitmiştik. Eşimle birlikte şöyle düşündük: “Araba kullanmakta daha henüz acemiyiz. Uzun yol deneyimimiz yok. O nedenle arabamızı götürmeyelim, otobüsle gidelim “dedik.
O sırada İstanbul’da İspanyolca turizm rehberliği yapan kayınbiraderim Hüseyin Ataman, Emine hanıma “Abla ben bayramda İstanbul’da kalacağım arabanın anahtarını bana bırakın ben de biraz bu bayramdan istifade ederek araba kullanma pratiğimi geliştireyim” demiş. Eşim de bana söyledi. Bu teklif bize de makul geldi. Bizde kendisine “olur” dedik ve arabanın anahtarını teslim ettik.
Biz İstanbul’dan ayrıldıktan sonra, arabayı almış ve İstanbul’da istediği her yere araba ile gitmiş arkadaşları ile buluşmuş ve onlar ile de gezilerine devam etmiş. O da yetmemiş bizim araba ile köyümüze gelmiş. Bir bayram sabahı sokağa çıktığımda araba, kayınpederimin evinin önünde ve üstelik hasarlı olarak durmakta. Bunu görünce şaşırdık kaldık. Biz henüz uzun yol deneyimimiz yok diye getirmediğimiz araba karşımızda duruyordu.
Tahminime göre rahmetli, bizi sevindirmek istemiş ve bayramda ablama ve enişteme hoş bir sürpriz yapayım düşüncesiyle böyle bir harekete girişmiş. Ancak arabada hasar yapması kendisinin de moralinin bozulmasına neden olmuştur diye düşünüyorum. Bu duruma önce kızdık. Daha sonra İstanbul’dan köye kadar sağ salim arabayla gelmiş diye sevinmeye başladık. Bundan dolayı başlangıçta olan kızgınlığımız geçti.
Dönüşte de tekrar arabayı dönüşümlü olarak kullanıp gideriz diye düşünmeye başladık. Kendisi de bize karşı mahcup oldu. Bana “Enişte kusura bakmayın arabada küçük bir hasar yaptım onu ben tamir ettiririm ayrıca sizden habersiz arabayı köye getirdiğim için de özür dilerim” dedi. Ben de kendisine” Kayınço yaptığın işe önce şaşırdık kızdık ama salimen köye gelmene de sevindik sıkma canını” diyerek birbirimize sarıldık. Böylece olay tatlıya bağlandı.
Diğer taraftan “yüzme denizde, araba kullanma trafikte öğrenilir” misali bizim için de uzun yol deneyimi kazanmak için bu olayı bir fırsata dönüştürme imkânı doğmuş oldu. Bayram sonrası köyden İstanbul’a kendi arabamızı kullanarak döndük. Kayınbiraderim Hüseyin de yapmış olduğu hasarın masrafını ödedi.

Bu yazı 209 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum