Avukat Cenap Güven: JULİA GORDOS (özet 2)
Diğer yandan Kaysak’ın oğlu Argon ile Salus’un kızı Asia evlenmişler ve köyde hayvancılık ve tarla işleri ile yaşamlarını sürdürmeye başlamışlardır. Her ikisi gün geçtikçe birbirlerini daha çok sevmektedirler. Asia ise Argon’un spor çalışmasına devam etmesini, yarışlara girmesini istemekte ve onun köyde antrenmanlara devam etmesinin gelecekleri için uygun olacağını söylemektedir. Böylece ilerde köyden kente taşınarak kendilerini daha iyi geliştirebileceklerini ümit eder ve bu konuda Argonu da ikna eder. Ancak Kaysak’ın Salkos’a olan borcunu ödeyememesi nedeni ile Tarlasını satmış ancak borcunu ödemeye yetmemiştir. Sonunda, Salkos’un çiftliğinde karı koca köle olarak çalışmaya başlarlar. Çünkü yasalar böyledir.
Salkos, bir gün kölelerinden iki kadına emrederek Melisa’yı kendi yatağı için hazırlamalarını söylemiş ve köleler tarafından Melisa hazırlanarak Salkos’un odasına getirilmiştir. Salkos yemek masasından kalkıp odasına girdiğinde Melisa’nın kendisini tavana asarak intihar ettiğini görür ve ne yapacağını şaşırır. Karısı Maseyas’ı yardıma çağırır. Melisa’yı akrabaları ve sevenleri defnederler.
Gorda, kölelik üzerine ilk yasanın Babil Kral’ı Hammurrabi tarafından çıkarıldığını anlatır.
Gorda egemen güçlerin, Tanrının yeryüzündeki temsilcisi olduklarından hareketle çıkardıkları yasalara uymayanların Tanrı tarafından cezalandırılacağı ileri sürülerek yasaların geçerliliklerini sağladıklarını söyler. Bu yasalara göre: Borcunu ödeyemeyen kişilerin köleleştirileceğini, kime borcu varsa onun kölesi olacağını yani onun malı olacağı ifade edilir. Fakat bütün bunlara rağmen halk, egemen güçler tarafından o kadar ezilirler ki zaman zaman köle düzenine karşı ayaklanmalar meydana gelir. Bu ayaklanmalar sonucunda geçici bir başarıya ulaşılsa da eskisinden daha sert tedbirlerle kölelerin sesi kısılır.
Gorda Atina’daki Köle düzeninden bahseder. Solon’un yönetimi ele geçirdikten sonraki kölelik düzenindeki bazı reformlarını anlatır. Köleliğin temel kaynağının savaşlar olduğunu belirtir. Köle tüccarlarının, ordunun ardından giderek alınan savaş esirlerini köle pazarlarında sattıklarından söz eder.
Med Kralı Kyaksares Lidya kralı Alyattes arasında İÖ. 585 yılındaki savaşta Thales’in önceden bildirdiği güneş tutulması meydana gelir. Taraflar, gündüz vakti aniden gece olmasını tanrıların bu savaşı istemediğine yordukları için savaşa son verirler. Arabulucu devlet temsilcilerinin teklifi üzerine, Alyattes, kızı Aryenis’i Kyaksares’in oğlu Astyages ile evlendirerek barışı da pekiştirmiş olurlar.
Med kralı Kyaksares’in ölümünden sonra oğlu Astyages med kralı olur. Başka bir kadından olan Astyages’in kızı Mandane evlenme çağına gelmiştir. Astyages gördüğü rüyanın kötüye yorumlanması nedeniyle Mandane’yi alt tabakadan bir Pers’li olan Kambyses ile evlendirir. Kral daha sonra, bir başka rüyanın da kötüye yorulması nedeniyle Mandane’den olma torununun Med devletini ele geçireceği kaygısına kapılarak, yeni doğan torununun öldürülmesine karar verir. Kundak bezi içindeki bebeği, akrabası ve danışmanı olan Harpagos’a verip öldürmesini emreder. Harpagos, bunu kendisi yapamaz. Harpagos da bu canavarca işi Astyages’in bir çobanına havale eder.
Çoban ölü doğan kendi bebeğini gömüp, Harpagos’un getirdiği bebeğe Spako adını vererek büyütürler. Daha sonra gelişen olaylar nedeniyle bir gün Astyages, öldüğünü zannettiği torunun ölmeyip Spako adında on iki yaşlarında bir çocuk olarak karşısında bulur. Falcılara danışarak çocuğu anasının babasının yanına gönderir. Ancak emrini yerine getirmeyen Harpagos’un oğlunu boğazlatıp etini tertiplenen şölende babasına yedirir. Yemekten sonra Harpagos, kendine oğlunun etinin yedirildiğini anlar. Ancak acısını içine gömüp ses çıkarmaz.
Aradan yıllar geçmiştir. Harpagos, Astyages’e diş bilemektedir. Mandane ve Kambyses kaybettiklerini sandıkları oğullarına kavuşmaktan mutlu olmuşlardır. Anne ve babası Spako’nun adını değiştirerek dedesi Kyros’un adını verirler. Kyros büyüdüğünde Perslerin başına geçer.
Med ordusunda önemli bir komutan olan Harpagos, Kyros’a bir mektup yazarak Med kralı Astyages’e savaş açmasını ve savaş sırasında ben komutan olarak Persler tarafına geçeceğim. Elini çabuk tut diye yazar. Kyros Med’lere saldırır ve Astyages esir alınır. Böylece Pers Kralı olarak Kyros, elini iyice kuvvetlendirir.
Krezüs, Perslerin Lidya için tehlike yaratabileceğini düşünerek bunu önlemek maksadıyla savaş hazırlıkları yapmaya başlar. Bunun için ne yapması gerektiği konusunda bilicilere başvurmaya karar verir. Kendi yöntemlerine göre bir araştırma yaparak, en isabetli karar verecek kehanet merkezinin Delfi (Yunanistan da bir kent) olduğunu saptar. Bu kehanet merkezine külliyetli miktarda altın, gümüş vb. gibi hediyeler göndererek (sadece altın olarak gönderilen miktar 100kg dan fazladır) Perslere karşı savaş açıp açmaması, açarsa ne olacağını, kendi krallığının ne kadar süreceği ile ilgili soruları elçileri vasıtası ile gönderir.
Elçilerin Delfi’den getirdiği, ne tarafa çekersen çek yanıtları, kendi olmasını istediği şekilde algılayarak beğenir ve Perslere karşı savaşa karar verir. Savaşın açılmaması yönündeki söylemleri ve gerekçelerini göz ardı eder.
Krezüs, ordusunu Sardes’ten yola çıkararak Kızılırmak nehrine kadar gelir. Suyun kabarmış olması nedeniyle nehri geçemez. Thales’in nehir kenarında yarım ay şeklinde kanal açılması önerisini uygulayarak ordusunu karşıya geçirir.
Pteria (Boğazköy = Boğazkale)’da yapılan savaşta her iki ordu büyük kayıp vermesine rağmen yenişemez. Ertesi gün Krezüs Pers’lerde bir hareket görmeyince Sardes’e dönmeye karar verir. Fakat Persler Lidya ordusunun arkasından gelerek Krezüs’ü yener ve Lidya’ya son verir.
Not: Özette, kitabın cinsellik içeren bölümlerine yer verilmemiştir.
Burada Julia Gordos kitabının özeti bitmiş oluyor. Yukarıdaki kitap özetini okuduğunuzda aklınıza takılacak soruların yanıtlarını ve daha fazlasını ancak bu değerli kitabı okuduğunuzda bulabilirsiniz. İyi okumalar dilerim. Yine anılarım serisi devam edecek.
YORUMLAR