Akciğer Sağlığı Üzerine Konuşacağız
Sevgili okurlar, mayısın bahar-yaz havalarını yaşadığımız bu güzel günlerde akciğer sağlığımızı korumak ve geliştirmek, daha bilinçli olmak adına farkındalığımızı yükseltecek iki gün belirlenmiş Dünya Sağlık Örgütü tarafından, bunlar: 7 Mayıs Dünya Astım Günü ve 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’dür. Gelin yazımızda bu iki günü bir potada eritelim.
Astım akciğer içi hava yollarında daralmaya neden olan ve alevlenmeler ile seyreden kronik bir akciğer hastalığıdır. Hava yollarındaki bu daralmanın nedeni mikrobik olmayan bir tür iltihap nedeniyle hava yolu düz kaslarının kasılması ve hava yolu duvarının şişmesidir. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes alıp verirken ortaya çıkan hırıltı/hışıltı/ıslık sesi, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir. Dünyada yaklaşık 300 milyon kadar astımlı hasta olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık her 12-13 erişkinden biri ve 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Bununla birlikte astım sıklığı yıllar içerisinde giderek artmaktadır.
Astım tedavisinin amacı hastalığın kontrol altına alınması ve sağlanan bu durumun idame ettirilmesidir. Uygun ilaç tedavisiyle astımlılar iş ve okul dâhil günlük yaşamlarına, hastalık nedeni ile herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilirler. Ve dahi astım hastalığı spor yapılmasına da engel değildir. Astımlı hastalar öncesinde hekimlerinden gerekli önerileri alarak ve çevresel tetikleyicilere dikkat ederek yürüyüş, hafif koşu, yüzme hatta performans sporlarını yapabilirler. Özellikle çocukluk yaş grubunda fiziksel aktivitenin artırılmasının, mümkünse düzenli sporun hastalığın seyrine olumlu katkıları bile olduğu gösterilmiştir. Bu sayede günlük kullanılan ilaç dozları, randevusuz hekim başvuruları ve astım nedeniyle hastaneye yatışlar, acile başvuruların azaltılabildiği saptanmıştır.
Astımlı hastaların daha öncesinde tanı konulmuş besin alerjileri olmadıkça özel bir diyet yapmalarına gerek yoktur. Obesitesi olan astımlı hastaların doktor ve diyetisyen gözetiminde kilo vermeleri astım seyrine olumlu katkı sağlamaktadır.
Astımla ilişkilendirebileceğimiz bir diğer konu hava kirliği ve iklim şartlarıdır. Havada ani gelişen nem ve ısı değişiklikler sonrası astım belirtileri başlayabilmektedir. Genellikle kış aylarında ve yağışlı havalarda yakınmalar artar. Motorlu taşıtlardan, sanayi ve konutlarda kullanılan yakıtlardan kaynaklanan gaz ve tanecikler solunum yollarını tahriş eder. Dış ortamda hava kirliliğinin yoğun olduğu günlerde gereksiz aktivitelerden kaçınılmalı, evin pencereleri kapalı tutulmalı, gerekmiyorsa dışarı çıkılmamalıdır. Astımı olan hastalar kesinlikle tütün/tütün ürünü kullanmamalı ve bu ürünlerin kullanıldığı ortamda bulunmamalıdır. Ülkemizde astımlı hastaların %10’undan fazlasının halen sigara içmekte olduğu ve %30-40’nın obez olduğu bildirilmiştir. Yapılan araştırmalarda sigarayı bırakmanın ve obez hastaların kilo vermesinin, astımın kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre; dünyadaki çocukların yarısı tütün dumanıyla kirlenmiş havayı solumakta ve her yıl 65.000 çocuk pasif etkilenimin yol açtığı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybetmektedir. Hamilelik döneminde tütün ürünü kullanmak, bebekler için ömür boyu sürecek çeşitli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Kısaca tütün ürünleri pasif etkilenim yoluyla, kullanmayanlar için de ölümcül zararlar vermektedir. Tütün ürünlerinin her türlüsü zararlıdır ve tütün dumanına maruz kalmanın güvenli bir düzeyi yoktur.
Tütün ürünleri hem bireyin ekonomisine hem de ülke ekonomisine zarar vermektedir. Tütün endüstrisi, tütün yetiştiriciliği yoluyla küresel gıda krizine katkıda bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre tütün ürünü kullanımına bağlı toplam ekonomik kaybın yıllık 1,4 trilyon dolar olduğu tahmin edilmektedir. Tütün kullanımı durdurulmadığı takdirde, tütün ürünü kullanımının sebep olduğu sağlık yükü ve maliyetleri artmaya devam edecektir.
Tütün ekiminin, üretiminin, dağıtımının, tüketiminin sağlık ve çevre üzerindeki zararlı etkisi, her geçen gün artmaya devam etmektedir. Tütün yetiştiriciliği için ormanlar yok edilmekte, verimli tarım toprakları zarar görmekte ve su kaynakları tüketilmektedir. Ayrıca tütün ürünlerinin zehirli atıkları da yine bu sınırlı ve değerli kaynakların zarar görmesine sebep olmaktadır. Her yıl, çoğunluğu plastik olan 2 milyon ton tütün ürünü ambalaj atığı oluşmakta ve bu atıklar çevreye zarar vermektedir.
Tütün üretimi pek çok tarım ürününden daha fazla su tüketimi gerektirmektedir. Tek bir sigaranın tütününün yetiştirilmesi, üretimi, nakliyesi için yaklaşık 3,7 litre su kullanılmaktadır. Tütün endüstrisi dünyada her yıl yaklaşık 22 milyar ton yani 15 milyon olimpik yüzme havuzunun suyu kadar, su tüketimine sebep olmaktadır. Sigara izmaritleri, dünya çapında en yaygın atılan atıktır, sahillerde ve su kenarlarında en sık toplanan çöptür. Her yıl dünyada 4,5 trilyon sigara izmariti atığı oluşmaktadır. Çoğunlukla sigara izmaritlerinden oluşan tütün ürünü atıkları su kaynaklarına karışmakta ve zarar vermektedir. Tek bir sigara izmariti, ortalama 100 litre kadar suyu kirletmektedir. Sigara izmaritlerinde bulunan pek çok tehlikeli kimyasal madde ve elektronik sigara atıkları sulara ve toprağa sızarak doğaya zarar vermektedir.
Tütün endüstrisi, sigara üretimi için yıllık 600 milyon adet ağaç kesmekte ve 200.000 hektar toprağın zarar görmesine sebep olmaktadır. Ayrıca tütün endüstrisi yılda 84 milyon ton karbondioksit eşdeğerinde sera gazı salınımına sebep olmaktadır. Tütün dumanı, dizel egzozundan daha yüksek oranda partikül atılmasına sebep olarak hava kirliliğini de artırmaktadır. Tütün endüstrisi, dünyanın zaten kıt olan kaynaklarının daha da azalmasına ve iklim değişikliğine sebep olmakta, ekosisteme zarar vermektedir. Kısaca tütün endüstrisi insanları olduğu gibi gezegenimizi de zehirlemektedir.
Diğer taraftan söndürülmemiş sigara izmaritleri, orman yangınları başta olmak üzere pek çok yangın ve buna bağlı can kayıplarının önemli bir sebebi olmaya devam etmektedir. Tüm bu çevresel zararlar göz önünde bulundurularak bazı ülkelerde, hükümetler ve yerel yönetimler tarafından tütün ürünü atıklarının temizlemesi ve bertaraf edilmesi masraflarının karşılanması için çevre vergisi gibi yeni önlemler alınmaktadır.
Tütünün Sağlık ve Hastalıklar Üzerindeki Etkileri:
1.Tütün kullanımı, akciğerlerde ciddi hasara yol açabilir ve birçok solunum yolu hastalığına neden olabilir. Sigara içmek, akciğer kanseri, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), bronşit ve zatürre gibi hastalıkların riskini artırır.
2.Tütün ürünlerinde bulunan kimyasal maddeler, solunum yollarını tahriş eder ve iltihaplanmaya yol açarak astım semptomlarını artırabilir.
3.Tütün ürünü kullanımı, akciğer kanseri başta olmak üzere ağız ve gırtlak, soluk borusu, yemek borusu, mide, bağırsak, karaciğer, pankreas, böbrek, mesane, erkeklerde prostat, kadınlarda meme, rahim ağzı kanseri gibi vücudun pek çok yerinde pek çok kansere sebep olur.
4.Astım atakları, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir ve hatta yaşamı tehdit edebilir. Bu nedenle, astımın etkin bir şekilde yönetilmesi hayati öneme sahiptir. Astım hastasının sigara kullanma lüksü yoktur.
Geç kalmadan tütün ürünlerinden ve bunların bağımlılığından kurtulmanın; sağlık, sosyal, ekonomik ve çevresel pek çok kazanç sağlayacağı açıktır. Tütün ürünü kullanımı ne kadar erken bırakılırsa, vücudun iyileşme ve kendini onarım süreci de o kadar hızlı olur. Çevredeki bireylerin, özellikle de çocukların pasif sigara dumanından korunması için de büyük kazanç sağlanır. Ayrıca, gezegenimizin sınırlı su, toprak, ağaç gibi kaynaklarının korunması sağlanır.
Bu çerçevede çocuk ve gençlerimiz başta olmak üzere toplumumuzu tütün ürünlerinin sağlık, sosyal, ekonomik ve çevre zararlarından korumak, tütün ürünü kullananları bırakmaları için teşvik etmek ve desteklemek amacıyla tütünle mücadele çalışmalarımız geliştirilerek sürdürülmektedir.
YORUMLAR