Bayramlar, eşin, dostun özellikle de akrabaların bir araya gelerek neşeyle mutlu anlar yaşadığı özel zamanlardır. Günler öncesinden bir telaş başlar, evler temizlenir, bayramlıklar alınır ve mutlaka tatlılar yapılır. Bu söylediklerim şimdi de yapılıyor, geleneği devam ettirenler var ama eskilerde daha farklı bir heyecanla yapıldığı için hep eskiye özlem var.
Ben küçük bir çocukken bayramların geldiğini daha çok hissederdim. Şimdi teknolojinin gelişmesiyle belki hazırlıklar daha kolaylaştığı için o tadı hissedemiyoruz. Her bayramın kendine göre özel hazırlıkları vardır. Örneğin Ramazan Bayramı öncesi Ramazan ayı başlamadan komşularla ya da akrabalarla yufkalar hazırlanır, tepsilere tepeleme yığılırdı. Sahurda börek yapmak veya ekmek olarak tüketmek için. Bayramda ise özel ikramlık sarmalar, tuzlular ve tatlı hazırlanırdı mutlaka. Kurban Bayramında ise birçok hazırlık sonrasında kurbanlık alınırdı. Genelde bahçeli evlerde oturduğumuz için kurbanlık hayvana gözümüz gibi bakardık. Bayram öncesi bir sakatlık olmasın diye. Ona ne yedireceğimizi şaşırırdık.
Bayram sabahı erkenden kalkılır, evin erkekleri bayram namazına gider, hanımları ise Kur’an okurdu. Şimdi bunlar yapılmıyor mu? Elbette yapılıyor. Biz büyüdük, büyüdüklerimizden gördüklerimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Bayram namazı dönüşü bayramlaşma faslı en özel ritüelimizdi. Büyüklerin eli öpülerek, onlara olan saygımızı göstereceğiz. Küçüklerin beklediği bayram harçlığı verilecek ve mutlu olacağız, dünyalar bizim olacak. Ardından hep birlikte aile sofrasında kahvaltı yapılacak. Bir arada olmanın en keyifli dakikaları… Daha sonra eğer Kurban Bayramı’ndaysak kurban kesim işleri başlayacak. Şimdilerde bunları yapamıyoruz. Çünkü apartmanda yaşadığımız için bu işler belirli yerlerde yapılıyor artık.
Küçükken ben şeker hiç toplamadım ama eskiden çocuklar ev ev, komşuları, akrabaları harçlık ve şeker toplamak için gezerlerdi. Herkes birbirini tanırdı. Şimdilerde çocuklarımız çıkmıyorlar hiçbir yere. Büyüklerimize hep birlikte gidiyoruz. Öyle şeker toplamak falan yok.
Eskiden büyüklerimiz kimin kurban kestiğini ya da kesmediğini iyi bilirlerdi. Kurban paylarını verilmesi gereken yerlere hemen gönderirlerdi. Şimdi ise kurban paylarını dağıtmakta bile güçlük çekiyoruz. Yine bir bayram arifesindeyiz. Bayram hazırlıkları tamam. Eski heyecanlarımız olmasa da büyüklerimizin evinde eskiden olduğu gibi bir arada olmaya gideceğiz. Birlikte küçükken kardeşler olarak yaptıklarımızı şimdi eşlerimizle, çocuklarımızla yapacağız. Teknolojinin gelişmesi ile gidemediğimiz yerlere, aile üyeleri farklı şehirlerde olunca, ya telefon edeceğiz ya da mesaj çekeceğiz. Bir arada olmanın hazzını vermeyecek ama yapılacak başka bir şey de yok. Zamana uyacağız.
Son olarak belirtmeliyim ki biz elimizden geldiği kadar bayramları eskisi gibi hissederek çocuklarımıza da hissettirmeliyiz. Büyüklerimize değer verdiğimizi göstermeliyiz. Bizim yaşadığımız bayram heyecanlarını bizden sonrakilere yaşatmalıyız. Çocukluğumdan beri annemin söylediği unutamadığım çok güzel bir sözü var:”Görgülü kuşlar, gördüğünü işler. Görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?”
Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum.
YORUMLAR