Gülruh DEMİREL

Gülruh DEMİREL

gulruhdemirel123@gmail.com

Çocuk Olabilmek

30 Ocak 2024 - 21:24 - Güncelleme: 30 Ocak 2024 - 21:25

Bir gün kapı çalsa...
Gelen çocukluğum olsa...
Hep bizde kalsa...
Öğretmenliğin o kadar çok yönü var ki... Sadece çocuklar değil, ayrı bir pencereden baktığım öğrencilerimin ailelerini de tanıma şansım oldu.
Öğretmenliğimin 16 yılı Balkanlardan İzmir'e göç eden o güzel aileleri tanıdım.
Öğrencim Latif'in babaannesi çok becerikli ve torunlarıyla ilgiliydi. Bir gün okula elinde naylon poşete sardığı elleriyle açtığı göçmenlerin çarşaf böreğini getirdi. Ama verirken öyle tedirgin ki! Onların en çok hoşuma giden yönleri de konuşmalarında 'H' harfiyle başlayan kelimeleri konuşurken, kullanmadan söylemeleri.
Hocanım(Ocanım) kızım! sana börek açmışımdır ama içinde akşam yemekten artan  pilav vardır bilmem ki! yermisin derim ben sana?
O sıcacık böreği büyük bir sevinçle alıp yedim. Öyle güzeldi ki gönül katından sunulduğu için olsa gerek...
Öğrencilerim ve aileleri her zaman anılarımda en değerlilerim.
İlkokul 1. Sınıfı okutacağım ve okulun ilk günü... İlk kez çocuklar okulla tanışıyorlar.
Hepsi annelerinin eteğini, babalarının ellerini bırakmak istemeyen çocuklar. Şimdilerdeki gibi anaokulu yoktu.
Engin sınıfa girmemek için direniyordu. Polis olan babasıyla sınıfa girmelerine izin verdim.
İlk tanıştığım öğrencilerim...
Onlara okul şarkılarıyla ısınma turu yapıyorum. Arkasından kırmızı başlıklı kız masalına kendimi öyle kaptırdım ki sanki tiyatro oynar gibi canlandırıyorum.
Engin'in babası da aynı 1. Sınıfa yeni başlayan çocuklar gibi beni öylesine içten dinliyor ki...
Çocukluğunda böyle şeyler yaşamadığını hissettiren özlem, hasret dolu bakışlar.
Ders zili çaldı.
Engin'in babası yanıma gelerek; Hocam ben yarın da oğlumla dersinize katılabilir miyim? Bana burası öyle iyi geldi ki!
Akşam nöbetim çok zor geçmişti. Şimdi kendimi çok iyi  hissettim. Çocuk olup sizin öğrenciniz olmak isterdim dedi.
Tabii ki gelebilirsiniz dedikten sonra düşündüm.
 O çocukluğunu arayan kendi büyük, ruhu çocuktu.
Ama çocukluğu nasıldı? Mutluluk dolu olsaydı şimdi bu sözleri söylemezdi.
Geçmişimiz geleceğimizi şekillendiriyor. Mutlu bir çocukluk yaşamın her anında sizi sarıp sarmalıyor.
Okula, masala hasret kalmış büyükler aramızda o kadar çok ki!..
 Çocuk olabilmek dünyayı onların gözünden bakabilmek.
Ne güzel!..
Ben ise öğretmenliğimin getirisi olsa gerek... Hâlâ gönlümce çocuk olabiliyor ve mutluluğu yaşayabiliyorum.
Birgün kapı çalsa...
Gelen çocukluğum olsa...
Hep bizde kalsa...
İçimizdeki çocuk her zaman bize gülümsesin...
Yaşam böyle güzel olsa gerek...
Sizce de öyle değil mi?

Bu yazı 501 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Ali iLHAN
    9 ay önce
    Dünya yı bir günlüğüne çocuklara bıraksak şairin dediği gibi.Sanırım çok daha yaşanılası bir yerleşim birimi olurdu..İçimizdeki çocuğu korumak bile çok güzel bir eylem.