Gülruh DEMİREL

Gülruh DEMİREL

gulruhdemirel123@gmail.com

Gördesimin Değerli Kadınlarına

11 Ocak 2025 - 18:12 - Güncelleme: 11 Ocak 2025 - 18:12

 İstiklal Savaşı kahramanlarından Makbule Hanım’ın yaktığı ışık ile, şefkat, azim, sabır ustası Gördesli kadınların hem ev hem eğitim hem çalışma alanlarının her birinde yer almalarından; ne kadar becerikli ve özverili olduklarından bahsetmek istiyorum.
Çocuklarını, çoğu ilkokul mezunu olmasına rağmen tüm hünerleriyle adeta dantel gibi nakış nakış işleyerek yetiştiren o güzel anne ve babaları yürekten kutluyorum. “Biz okuyamadık, evladımız okusun.” diyerek gecesini gündüzüne katıp çalışan büyüklerimize çok şey borçluyuz.
 Hemen hemen her mahallede çoğu çaldığınız kapıda bir öğretmen karşılardı sizi. Gördesli kadınlar, tüm meslek gruplarında eğitim alarak toplum içinde yer almışlar hem ailelerinin hem de Gördes'imizin gururu olmuşlardır.
Ben anneannemin okuma sevgisini gözlemleyerek büyüdüm. Latin alfabesinin kabulüyle Gördes'in Çiğiller köyünden büyük dedem İbrahim Uğur Anneannemi Akhisar'a okula göndermiş. Anneannem okuma öğrenme tutkusuyla öylesine doluydu ki!
 İşlerden zaman ayıramadığı için bulaşık yıkarken Kerime Nadir'in “Samanyolu” ve “Hıçkırık” romanlarını üst rafa koyar, gözü kitabın sayfasında bulaşıkları yıkar veya halı dokurken kucağına koyduğu sayfaları okurdu.
Ben öğretmen okulunda okurken de tarih kitabımı okur, konularla ilgili bilgiler verirdi.
Her gün alınan Hürriyet gazetesi ile ayda bir alınan Hayat mecmuası ise evimize alınan bir hediye gibiydi. Okurken çok mutlu olurduk.
 Okuyamayan kadınlar da halı dokuyarak, tütüne giderek, terzilik yaparak ev ekonomilerine destek olan, ayaklarının üstünde durabilen bireylerdi.
Gördes kadınlarını iş yaparken günlük giysileriyle, gezmeye veya çarşıya giderken ise güzel giyimiyle görebilirdiniz. Karşı komşumuz Nazik ablayı başında örtü, önünde önlük iş yaparken görürdük. İşlerini bitirince güzelce giyinir anneme seslenirdi. “ Yardımcıyı evine gönderdim, evin hanımı geldi. Seni kahveye çağırıyor.” diyerek annemi davet ederdi.

 Büyüklere saygı ön plandaydı. Ana baba sözünden çıkılmaz, söylenen sözler aynen yerine getirilirdi. Azla yetinen, tutumlu, temiz, becerikli kızlar vardı o yıllarda. İlkokul yıllarından itibaren elimize verilen yün veya dantel ipleriyle, kanaviçe işleme, halı dokuma, sökük ve düğme dikme işlerini öğrenmiştik.
 El becerilerinde tüm kadınlar çok başarılıydı. Gezmeye giderken hepimiz iş çantamızı alır, hal hatır sormanın ardından işlerimizi örmeye başlardık. O yıllarda evin kızı çayın yanına pasta tenceresiyle kakaolu pasta yapardı. Ocağın üstünde pişirilen pastanın kokusu tüm evi kaplardı. Bir an önce ikramın bize verilmesini arzulardık. Komşumuz Ayşe teyzeye gittiğimizde evin kızı Hamiyet'le birlikte pasta tabaklarına pastaları yerleştirir çayla birlikte ikrama yardım ederdik. O sırada ev sahibi Ayşe teyze anneme “Ayten kardeşim bizim klorların pabucu dama atıldı. Gari pasta yeniyor sizde de öyle mi?” der; annem de “Gençlerin eli de çok lezzetli... Pek de güzel oluyor.” diyerek övgü dolu sözlerle karşılık verir, bu sözler de bizi çok mutlu ederdi.
 Elişi yapan sadece bizler değildik. Evin ninesi patik, evin annesi dantel örerdi. Tüm sohbetlere ellerdeki şiş seslerinin şıkırtıları eşlik ederdi. Günlük işler, sinemaya gelen filmler, o yılın tütün verimi gibi konulardan bahsedilirdi.
Eylül ayı ise tüm kadınları işbaşında görebildiğimiz bir aydı. Salça, tarhana, turşu, reçel yaparak, biber patlıcan kurutarak, pekmez kaynatarak kış hazırlıkları yapılırdı. Ramazan ayına girmeden hazırlanan kuru yufkalar üst üste konularak mutfağın bir köşesini süslerdi. Bayramda ise bademli cevizli incecik açılan yufkalarla yapılan baklava ve sarığı burma ile oturtmanın tadına doyum olmazdı.
Bizler “Ders çalış.” sözünü hiç duymadan, eve gelir gelmez dersimizin başına otururduk. Hiç yemek seçmez, besmeleyle başlayarak önümüze konanı yer, hiç israf etmeden karnımızı doyururduk. Annemin bayat ekmeklerden yaptıkları ise o kadar leziz olurdu ki! Papara, ekmek kadayıfı, yumurtalı ekmek kızartmasının tadına doyum olmazdı.
Bizlerin de o yılların şartlarıyla eğitimli, ahlaklı, dürüst, çalışkan becerikli bireyler olarak toplumda yer almış olmamızdan mutluluk duyuyorum. Gördes kadınları eğitimleriyle, tarhana kokulu elleriyle, halı dokuyarak, tütün kırarak toplumda her zaman yer almıştır.
2018 yılında kurulan ve şu an Gördesli kadınların varlığı ve desteğiyle faaliyetlerini sürdüren Gördes Kültür ve Doğa Derneği, Gördes’in kültürel ve doğal zenginliklerini ön plana koyan etkinlikler yapmaya devam etmektedir. İlk kez Gördes Yemekleri kitabının oluşmasını sağlamış; Gördesli kadınların el işlerini, tarhana, salça gibi ev yapımı ürünlerini satışa sunarak hem bu ürünlerin tanıtımının yapılmasına hem de kadınlara maddi destek sağlanmasına vesile olmuştur.
 Gördes Kültür ve Doğa Derneği kadınlarını gelecek nesillere ışık olacak değerli çalışmaları için kutluyorum.
Ayrıca Gördesli kadın yazarlarımızın da bir hayli fazla oluşu ve bazılarının ödüle layık görülmesi ise bize gurur vermiştir.
Tabii ki Gördes erkekleri kendilerinden bahsetmediğim için unutulduklarını sanmasınlar.
Gelecek günlerde Gördes erkeklerini de sizlere anlatacağım.
Bir başkadır benim memleketimin tüm güzel insanları...

Bu yazı 103 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum