Ana vatanı Brezilya olan, Portekiz tarafından dünyaya tanıtılan bu kuruyemişle 2000’lerin başında Suudi Arabistan’ın Mekke şehrinde, Kâbe’ye yakın bir gıda çarşısında tanıştım. Kuruyemiş satan bir dükkânın önünde acaba bu nedir diye merak ederken Türk hacı arkadaşlarımız ikram etmişti.
Ülkemizde yetişmeyen tropikal iklim meyvesi kaju, daha sonraki yıllarda ithal edilerek kuruyemiş dükkânlarımızda yerini almaya, yaygın olarak tüketiciye sunulmaya başladı.
Kuruyemiş ailesinin görece daha pahalı bu fıstığının bir tanesinde 11 kalori var. Çiğ ve kavrulmuş olarak tüketilen kaju; magnezyum, selenyum, demir, B, K6, D vitamini, çinko ve fosfor bakımından zengin.
Son günlerde ülkemizde gördüğümüz tağşiş, hile, taklit, sahte ürün haberlerinden sonra ben de kaju fıstığıyla ilgili yaşadığım olayı anlatmak istedim.
Genellikle bakliyat ve kuruyemiş satan, ülkemizde yaygın şubeleri olan marketten dökme olarak aldığım kajunun bazı tanelerinin bıçak ve benzeri kesicilerle kazındığını, bir kısmının kesildiğini gördüm. Biraz dikkat edince fark ediyorsunuz. Büyük ihtimalle, çürük bölümleri, lekeli kısımları kazınmış diğerlerinin arasına karıştırılmış. Hangi ortamda, nasıl ellerin, ne ile kazıdığı, hijyene uyulup uyulmadığı meçhul!!! Şube yetkilisini durumdan haberdar ettim, örneklerini gösterdim. “İlk defa görüyorum!” dedi.
Bir başka marketler zincirinden aldığım paketlenmiş üründe de (O market zinciri adına, başka firma tarafından üretilmiş.) aynı şeyle karşılaştım. Vatandaşlık görevimi (!) yapıp kurum yöneticisine durumu aktarınca, kendilerinin hiçbir sorumluluğu yokmuşçasına şikayetimi üretici firmaya yapmamı tavsiye etti. Yaşadıklarımı sosyal medya marifetiyle ilettim fakat cevap alamadım. Ürünleriyle ilgili beğeni mesajlarına karşılık veren firma haklı eleştirilere kulak asmıyordu.
“..........!!! ....... adına ürettiğiniz kajudan aldım. 150 gramlık paketteki kajuların 35 tanesi farklı yerlerinden bıçakla (küflenme, leke vb. sebeplerle olabilir) kazınıp temizlenmiş. Neden, nasıl, niçin, hangi eller temizledi, açıklama bekliyoruz. Satın aldığım markete de durumu bildirdim. Paket ve belge mevcut. Ürün iadesi filan beklemiyor, niçin böyle bir şey yaptığınızı açıklamanızı, tüketicilere saygı duymanızı istiyorum. "........ Karışık Kuru Yemiş"lerdeki kajularda da var. Bir de, sadece takdir ifadelerini değil, eleştirileri de cevaplayıp çözüm bulun lütfen.”
Bitmedi.... Esnaf arkadaşıma kuruyemiş getiren, bilinen bir markanın satış temsilcisiyle konuyu konuşurken, “Bizim markanın kajusundan açıp ikram edeyim.” dedi. Ne oldu dersiniz!!! Pakette yine bıçakla ya da keskin bir araçla tıraşlanmış, temizlenmiş ürünlere rastladık. Tabii kendisi de şaşırdı...
Daha fazla para kazanma arzusuyla, kalitesine göre kilogramı 350 ile 1.000 TL arasında değişen kajunun içine, çöpe atılması gereken ürünleri de karıştırarak tüketiciye sunuyorlar.
Vicdanımız ve ahlâkî değerlerimiz sükût etmiş...
Helâl-haram, kul hakkı, müşteri memnuniyeti, bir zamanların “Ahîlik” kültürü, kanaatkârlık kavramları dünyamızdan çıkmış...
Her gün yenilerine şahit olduğumuz toplumsal çürüme her alanda kendini gösteriyor, yaygınlaşıyor...
***
Ekonomi yazarı Zeynep Aktaş; “Yüksek Enflasyon Dönemlerinde Neler Olur?” başlığı ile yaptığı paylaşımda:
1) Fiyatlar sürekli yükselir, sen adapte oluncaya kadar fiyatla bağın kopar,
2) Ürünlerin kalitesi düşmeye devam eder,
3) İkame ürünler artar,
4) Gramajlar azalır,
5) Garanti ve servis hizmetleri kısıtlanır,
6) Gıdaya yapay katkılar artar,
7) Kozmetik ürünlerde su oranı artar,
8) Hırsızlıklar artar. Hırsız bunu hak olarak görmeye başlar diyor.
***
Yaşadığımız bu süreç bizi bazı ekonomi terimleriyle de tanıştırdı. Mahfi Eğilmez, enflasyon türlerini kaleme aldığı “Enflasyon Rehberi” (1) isimli makalesinde bu terimleri açıklamış:
“Skimpflasyon: İngilizcede eksik anlamına gelen skimp sözcüğüyle enflasyonun birleştirilmesinden doğan skimpflasyon; ürünün içeriğinin değiştirilmesi, kalitesinin düşürülmesi sonucu ortaya çıkan daha düşük değerdeki bir malın aynı fiyatla satılması olgusudur. Bu yolla fiyat değişmemiş ve enflasyona etki etmemiş gibi görünür oysa gerçekte fiyat artmış olur.”
“Shrinkflasyon: İngilizcede küçülme, büzülme anlamına gelen shrink sözcüğüyle enflasyonun birleştirilmesinden doğan shrinkflasyon; ürünün fiyatı aynı kaldığı halde boyut, ağırlık ya da hacminde ortaya çıkan düşüşü ifade eden bir terimdir. Bu şekilde fiyat değişmez ve enflasyona etki etmez göründüğü halde gerçekte ortada bir enflasyonist değişim söz konusudur.”
(Yurdumuzda da şubeleri olan Fransız süpermarket zinciri, Eylül 2023’te, ülkelerindeki mağazalarında, miktarı düşen ancak fiyatı aynı kalan veya artan ürünlere “shrinkflation” etiketi yerleştirerek tüketicilerini bilgilendirmiş.)
“Greedflasyon: İngilizcede açgözlü anlamına gelen greed sözcüğüyle enflasyonun birleştirilmesinden doğmuş bir terim olan greedflasyon; yüksek enflasyonun yarattığı ortamdan yararlanarak mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını enflasyonun da üzerinde artırma eylemini tanımlıyor.”
“Karaborsa enflasyonu: Satıcıların, kamu kesimi eliyle belirlenen fiyatları beğenmeyerek malları tezgâh altından daha yüksek fiyatlarla piyasaya sürmesi nedeniyle fiyatlarda ortaya çıkan ve devam eden artışlar bu kategoriye girer. Bu durumda piyasada ikili fiyat oluşur: (1) Kamu kesiminin belirlediği resmî fiyat, (2) Karaborsa fiyatı. Kamu istatistik kurumu fiyatları piyasadan derlediği için enflasyonu açıklanan fiyatlara göre düşük hesaplar ama gerçekte enflasyon, karaborsa fiyatlarıyla yaşanır.”
Şahidi olduğumuz ekonomik zorlukların ve sıkıntıların toplumumuzda meydana getirdiği yozlaşmanın, sosyolojik, psikolojik bozulmanın ve ahlâki boyutunun düzeltilmesi çok uzun zaman alacak.
“Eğer mü’minseniz Allah’ın helâlinden kazandırdığı kârlar sizin için daha hayırlıdır. Bununla beraber ben sizin başınızda bir bekçi de değilim.” (2)
1) https://www.mahfiegilmez.com/2024/01/enflasyon-rehberi.htm
2) Hûd Sûresi, 86. ayet
YORUMLAR