İsmail AYBEY
EŞEĞİN ANIRMASI ABDESTİ BOZAR MI?
İçinizden, “Bu yazar da kafayı yedi. İşi gücü bırakmış neyle uğraşıyor, eşeğin anırmasıyla abdestin bozulmasının ne alakası var?” dediğinizi duyar gibiyim. Belki de yazacak bir şey bulamadı, canı sıkılıyor, kafa ütülüyor diyorsunuz.
Biraz sakin olun arkadaşlar. Canım da sıkılmıyor, çok şükür kafayı da yemedim. Yazıya ilginç başlık atarak okuyucuyu yazının içine çekmek istedim sadece.
Arkanızı duvara yaslayın. Eğer çayınız bittiyse bir bardak daha çay koyun kendinize. Şayet çayınız yoksa demleyin.
Pandeminin tüm etkisini omuzlarımızda hissettirdiği şu günlerde biraz rahatlayalım. Hem gülelim hem de düşünelim.
Efendim soru şu: Eşeğin anırması abdesti bozar mı? Bozmaz diyorsunuz. Evet, doğru cevap bu.Peki hiç mi bozduğu durum olmaz? Elbette ki olur. Yani bir insan, “Eşek anırınca abdestim bozuldu” diyorsa yalancı olarak suçlamayın, anlatayım.
Bilenler bilgisini tazelemiş olsun bilmeyenler de biraz tebessüm etsin.
Anadolu’nun bir köyüne yeni imam atanmış. Köylü, her eşek anırışında “Abdestim bozuldu” diyerek yeniden abdest alıyormuş. İnsanların bu davranışına anlam verememiş. Bir gün muhtarı kenara çekmiş, “Hele şunu bana bir anlat, insanlar her eşek anırışından sonra neden yeniden abdest alıyorlar?” diye sormuş.
Muhtar anlatmış. “Yıllar evvel köyümüze bir imam gelmişti. ‘Eşeğin anırmasını duyarsanız abdestinizi yenileyin’ demişti. Biz de o gün bu gün her eşek anırışından sonra yeniden abdest alıyoruz…”
Yeni imam, muhtara, “Böyle şey olmaz. Dinimizde böyle bir kural yoktur” diye çıkışmış ve olayın aslını araştırmaya başlamış. Sormuş soruşturmuş, işin aslını öğrenmiş.
Çok yıllar evvel, köyde su yokmuş. İçme ve kullanma suyu, uzaklardan eşeklerin sırtında taşınırmış. Köy halkı, evde su yoksa toprakla abdest alırmış. Yani dini tabiriyle “teyemmüm” yaparmış.
O zamanın imamı, şartları bildiği için bir vaazında, “Köyde su olmadığı için abdestinizi toprakla alabilirsiniz. Ancak eşeğin anırmasını duyduğunuzda, sırtında su taşıdığını bildiğiniz için toprakla aldığınız abdest bozulur. Çünkü artık su vardır…” demiş.
Demiş ama imamı gönülsüz dinleyenler, bu vaazı köy halkına farklı yansıtmış. “İmam, eşeğin anırmasını duyarsanız abdestiniz bozulur dedi…” Ve o günden itibaren köyde herkes, eşeğin anırmasını duyunca abdestini yeniler olmuş.
Yeni imam, köy halkının bu alışkanlığını değiştirmek için çok uğraşmış, çook!
Halk, “eşek anırmasının abdesti bozmadığını” ancak yıllar yıllar sonra anlayabilmiş.
KISSADAN HİSSE
Bu hikayeden çıkarılacak çok ders var sevgili dostlar.
1-Öncelikle önyargılarımızdan kurtulacağız. Yani duymuş olduğumuz bir bilgiyi, peşinen reddetmeden taraflıca araştırıp ona göre davranacağız. Yani eşeğin sesinin de abdesti bozduğu durumlar olabiliyormuş.
2-Anlatılan bir olayı sonuna kadar dinlemeden, canımızın istediği yeri keserek alırsak, tabi ki yanılırız. Eşek anırması abdesti bozar diyen bir imamın, bunu neye dayanarak söylediğini, söylediğinin önünü ve sonrasını dinleyerek hareket etmeliyiz. Eğer etmezsek sonumuz Bektaşi fıkrası gibi olur. Bektaşi’ye, "Niçin namaz kılmıyorsun?" diye sormuşlar. O da, "Kuran'da namaza yaklaşmayın yazıyor" demiş. "Hadi canim, nerede?" demişler. O da Nisa Süresi 43. ayeti göstermiş. (Ey inananlar, namaza yaklaşmayın ne söylediğinizi bilmeyecek kadar sarhoşken ve yolda değilseniz yıkanıncaya dek cünüpken…) Bektaşi’ye demişler burada sarhoşken, cünüpken yazıyor? “Ben hafız değilim hepsini bilmem” deyip çıkmış işin içinden.
3-Hikayeden çıkarılacak bir ders de, insanların yanlış da olsa inandığı bir şeyden vazgeçmelerinin ne kadar zor olduğu.
Daha bir çok ders çıkarılabilir sevgili dostlar. Benden bu kadar, gerisi size kalmış.
Sağlıcakla kalın…
Not: Bu fotoğrafı Kuşluk Köyünde gezerken çektim. Eşekli bir yazı yazınca yazıma uygun düşer diye düşündüm.
YORUMLAR