İsmail AYBEY

İsmail AYBEY

ismailaybey45@gmail.com

Okumak Üzerine

18 Eylül 2017 - 10:26

Sosyal medyada son günlerde hızla yayılan bir paylaşım var. Belli ki çoğumuzun çok hoşuna gitmiş. Paylaşım şöyle:
'Ev halkı, bu hafta Wifi şifresi Sinan Yağmur'un Hüzün Yanığı kitabında Turna'nın gelin gittiği ilçenin adı. Bol şanslar.'
Öncelikle şunu sorgulamak gerekiyor diye düşünüyorum. Neden Sinan Yağmur? Ya da onun Hüzün Yanığı kitabı? Bu rastgele seçilmiş bir tercih mi yoksa reklam kokan hareketlerden mi?
Bana biraz reklam kokusu geldi açıkçası.
Aslında ilk okunduğunda kulağa hoş gelse de şöyle düşünüldüğünde mantıklı bir paylaşım değil. Espri olsun diye paylaşılmışsa eyvallah. Ama gerçeklik payı varsa pek inandırıcı değil. Hiç kimse, internet şifresini öğrenebilmek için bir kitap okumaz, o internete girmez yine okumaz. Çünkü kitap okumak işi, içinden gelerek yapılan bir eylemdir. Zorlamayla ya da bu tarz teşviklerle olmaz. Zaten olsa da hayrı olmaz. Kişinin aklında internet şifresi duruyorken okuduğundan bir şey de anlamaz.
Bir baba kızına kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek için ödül vermek istemiş ve:
"Kızım, eğer sana verdiğim şu kitabı bitirirsen 20 lira vereceğim." demiş.
Bu teklif çocuğun çok hoşuna gitmiş ama kitap okumayla da pek arası yokmuş.
O nedenle ;
"En iyisi ben bu kitabın özetini internetten araştırıp bulayım, onu iyice ezberleyeyim, babam okudun mu diye sorunca da o özeti anlatırım." diye düşünmüş.
Ve çocuk gitmiş, babasının okuması için verdiği kitabın özetini bulmuş. İki sayfalık bu özeti iyi bir şekilde öğrenmiş. Tabi babası anlamasın diye bir hafta da beklemiş.
Bir hafta sonra "Babacığım ben kitabı okudum, ödülümü verir misin?" diye sormuş.
Babası kızından kitapta geçen konuyu anlatmasını istemiş.
Genç kız güzel bir şekilde konuyu anlatmış. Ardından tekrar ödülünü istemiş babasından.
Ama babası hiç beklemediği bir tepki vermiş ve kızına:
"Sen bu kitabı okumamışsın, beni kandırıyorsun. Çünkü eğer okusaydın kitabın içine koyduğum 20 lirayı bulurdun.
***
Okumak için yapılması gereken aslında interneti kaldırmaktır. Çünkü internet varken, herkesin cebine kadar girmişken bundan vazgeçmek çok zor olacaktır.
Sadece cep telefonu ve internet değil tabi ki bizi okumaktan alıkoyan. Bir de televizyon belası var.
Ülkemizde televizyon izleme oranı günde 5 saat iken, ortalama kitap okuma oranı yılda 6 saate tekabül ediyormuş.
            Japonya'da kişi başına 6 kitap düşerken, ülkemizde 6 kişiye bir kitap düşüyormuş.
Anlaşılan o ki okumak çok zor geliyor bize. Kitap sayfalarını açıp okumaktansa televizyon kumandasıyla zaping yapmak daha kolayımıza geliyor. Anne babalar okumuyor, çocuklar anne babanın elinde kitap görmüyor. Görmeyince çocuklar da okumuyor. Çocuklar da kitap okumayınca düşünen, fikir üreten, gelişen bir toplum olamıyoruz. Okumuyor, okumadıkça yerimizde sayıp duruyoruz. 
İşe öncelikle elimize kitap alarak başlamalıyız ki çocuklarımız bizde kitap görünce onlar da kitap istesinler.
Kalın sağlıcakla'

Bu yazı 1256 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum