15-20’li yaşlarımdayken, 45-50 yaşlarında ölenler için genç yaşta ölmüş dediklerinde içimden, “yaşayacağı kadar yaşamış” diye geçirirdim. Şimdi 41 yaşındayım. 45-50 yaşlarında ölenler için “ne kadar da genç yaşta ölmüş” diye geçiriyorum. Hele akranlarım vefat ettiğinde, kendimi de vefat edecek yaşta hissediyorum. Ölüm elbette mukadder. Ne yaşa bakıyor, ne hastalığa ne de başka bir şeye. Vakti gelen sessiz gemiye binip uzaklaşıyor dünya denilen limandan.
Halk arasında “Acı haber tez duyulur” diye bir söz vardır. Dün telefonum acı acı çaldı. Baktım, teyze oğlum arıyor. “Arkadaşın Erol Gökmen ölmüş” dedi. O an ne diyeceğimi bilemedim. Yumruk geldi boğazıma oturdu.
5 yıl boyunca ilkokulu beraber okuduğum, Gördes’te açmış olduğu “Gökmen Elektrik” dükkanında elektrikçilik yapan Erol Gökmen’in henüz 41 yaşında elektrik çarpması sonucu vefat etmesi beni çok üzdü.
Yaklaşık dört ay önceydi sanırım. Gördes’e gittiğimde elektrikçi dükkanına uğrayıp çayını içmiştim. Uzun uzun Cumhuriyet İlköğretim okulundaki anılarımızdan, birlikte okuduğumuz sınıf arkadaşlarımızdan bahsetmiştik. İlkokul arkadaşlarımızla görüşememekten, dünya telaşından, herkesin iş-güç, ekmek kavgasında koştururken birbirini unuttuğundan bahsettik. Hatıra olsun diye fotoğraf çekilmiştik. Nerden bilebilirdim ki bu fotoğrafın çekileceğimiz son fotoğraf olacağını. Bilseydim uzun uzun sarılır, belki helallik dilerdim. Ama bilemiyor insan. Kiminle ne zaman son görüşmemiz olacağını kestirmek mümkün olmuyor.
Erol Gökmen, ilkokul sıralarındayken sessiz sakin, kimseye zararı olmayan bir arkadaşımdı. Kendisiyle acı-tatlı anılarım oldu. Çevresi tarafından çok sevilen biriydi. Bunu ölümü üzerine yaptığım paylaşımda daha çok anladım. Paylaşımım üzerine Erol’un asker arkadaşları, Fethiye’de beraber çalıştığı arkadaşları ve bir çok dostu arayarak çok üzüldüklerini, olayın nasıl meydana geldiğini sordular. Mesleğini icra ederken elektrik akımına kapılarak vefat etmişti Erol. Evliydi ve iki çocuğu vardı. Allah taksiratını affetsin.
Erol arkadaşıma Allah’tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum. Yıllar önce yazmış olduğum “Ölüm” şiirimi sizlerle paylaşarak yazımı noktalıyorum.
Sağlıcakla kalın.
ÖLÜM
Rabbimin kanunu bu.
Başa gelecek ölüm.
Yok bundan kaçış yolu.
Başa gelecek ölüm.
Genç, ihtiyar demiyor.
Vakti gelen gidiyor.
Kabir bizi bekliyor.
Başa gelecek ölüm.
Libasın beyaz kefen.
Toprak olacak beden.
Azrail gelince hemen.
Başa gelecek ölüm.
Azrail’e geçmez nazın.
Kılınacak son namazın.
İman olacak niyazın.
Başa gelecek ölüm.
Günahkar Aybey yandın.
Fani dünyaya kandın.
Gelmeyecek mi sandın?
Başa gelecek ölüm.
YORUMLAR