Fotoğraf sadece görüneni fiziki olarak yansıtmak değil, aynı zamanda bir duygu aktarımıdır. Mesela güzel anlarımızı, mutluluklarımızı, yıllar sonra fotoğraflara bakarak hatırlar, o anı tekrar yaşıyormuş hissine kapılırız. Bu güzel fotoğraflar içindir. Bazen de hatırlamak istemediğimiz, gözümüzün önünden gitmeyen fotoğraflar vardır. Mesela benim aklıma ilk gelen, Kahramanmaraş Ebrar Sitesi'nde enkazın altında kalan 16 yaşındaki kızı Irmak Leyla Hançer'in elini tuttuğu fotoğraf karesiyle akıllara kazınan acılı baba. Fotoğraf uzun süre gözlerimin önünden gitmemişti.
Şimdi yine hüzünlü bir fotoğraf düştü haber sitelerine. Ödüllü bir fotoğraf hem de. “2025 Dünya Basın Portresi Ödülü, Hollanda’nın Lahey kentinde sahibini buldu. Ödülü alan Katarlı fotoğrafçı Samar Abu Elouf’un çektiği fotoğrafta İsrail’in saldırıları sırasında iki kolunu kaybeden Gazzeli bir çocuğun portresi bulunuyor.”
Akıllara kazınan fotoğraf, 141 ülkeden katılan 59 bin 320 eser arasından seçilmiş.
Her fotoğrafın bir öyküsü vardır. Ama bu fotoğrafın öyküsü insanın canını acıtan türden. Sebebi ise kollarını kaybeden çocuğun uyandığında verdiği tepki.
Fotoğrafçı Abu Elouf, Mahmoud’un annesinin, oğlunun kollarının kesildiğini fark ettiğinde söylediği ilk cümlenin, “Sana nasıl sarılacağım?” olduğunu belirtmiş.
Düşünelim biraz. Birden gözlerinizi açıyorsunuz, iki kolunuzu da kaybetmişsiniz. Karşınızda anneniz var. Annenize sarılmak istiyorsunuz, nafile. Dört kelime çıkıyor dişlerinizin arasından: Sana nasıl sarılacağım anne? Anneyi bitiren, ölmekten beter eden bir cümle bu. Bu bir cümle değil bir kıymık beyne batan.
Filistin, kanayan yaramız olmaya devam ediyor. Katil İsrail, dünyanın gözü önünde çoluk çocuk, kadın erkek demeden katlediyor.
Daha kaç kişi ölecek bombalar, kurşunlar altında? Daha kaç çocuk kolsuz, bacaksız kalacak? Kaç çocuk, öksüz, yetim kalacak? Bu katliam ne zaman son bulacak?
Sağlıcakla kalın.
YORUMLAR