İsmail AYBEY

İsmail AYBEY

ismailaybey45@gmail.com

TRT Bu Ramazan Ebül Vefa'yı Anlatıyor

10 Mart 2025 - 10:45 - Güncelleme: 10 Mart 2025 - 10:46

Bilindiği üzere TRT1, her ramazan ayında gönül sultanlarının hayatını dizi olarak bizlere sunuyor. Yunus Emre ile başlayan aşkın yolculuğu serisi, Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bayram-ı Veli ve Aziz Mahmut Hüdayi ile devam etmişti. Bu defa Ebul Vefa hazretlerini anlatan “Vefa Sultan” ramazan ayıyla beraber yayınlanmaya başladı.
Öncelikle belirtmek istediğim husus, TRT1’in seçimleri çok isabetli. İnsanların gönlüne taht kurmuş, manevi anlamda büyük mertebelere ulaşmış Anadolu erenlerinin hayatlarını dizi haline getiriyor. Ramazan gibi mübarek bir ayda bu dizileri ekrana taşıyarak bizlere sunuyor.
Vefasızlığı anlatırken kullanılan bir söz vardır: “Vefa artık sadece İstanbul’da bir semt adı.” Bu semte adını veren kişidir Ebul Vefa hazretleri. Konya’da velilik mertebesine ulaştıktan sonra İstanbul’da şimdi kendi adının verildiği “Vefa” semtine yerleşerek hizmetlerine devam etmiştir.
Hadisle müjdelenen Fatih Sultan Mehmet’i, 3 kere dergahın kapısından çeviren bu büyük veli, padişahı kabul etmemesini şöyle dile getirir: “Buraya girer de bizim âlemimizdeki zevki tadarsa, bir daha ayrılmak istemez ve devletin idaresine dönmez.  Lakin bu mülk ve ümmet O’na emanettir. Kendisi kadar liyakatli bir kimse gelip onun yerini dolduramaz ise, mülk ve ümmet zarar görür. O da, ben de günahkâr oluruz.” Fatih Sultan Mehmed öldükten sonra cenazesini Vefa hazretleri kıldırır.
Diziye dönecek olursak, dizinin ilk iki bölümünü izleme imkanım oldu. İlk eleştirim yine dizinin yayın saatleri olacak. Dizi çok geç saatlerde yayınlanıyor. Üçüncü bölümün yayınlanma saati 00:15. Herkesin uyuma saati. Bu saatin 21:00, 22:00 saatlerine çekilmesi izlenmesi açısından daha iyi olacaktır. Ben şahsen, sonrasında internetten izledim. Çoğu kişi böyle yaptı sanırım.
Oyunculuk ve diyalogları başarılı buldum. Dizi oyuncuları, rolünün hakkını vermiş. İzleyeni olay örgüsünün içine çekebiliyorlar. Diziyi izlerken kendimi o devirde yaşıyormuş gibi hissettim.
Dizinin ilk bölümünde bir husus dikkat çekiyor. Güneş tutulmasının medresede müderrislik yapan bir ilim erbabı tarafından yanlış hesaplanıp, tekke şeyhi tarafından bilinmesi. Konu tartışmaya açık olsa da ilerleyen bölümlerde sırrı ortaya çıkabilir.
Karşılık bulamadığı bir aşk yüzünden mecnuna dönen oğlu için çaresiz hale düşen baba, dergaha giderek şeyhten oğluna yardım etmesini istiyor. Şeyhle genç arasında geçen diyalogu buradan aktarmak istedim, benim hoşuma gitti.
-Ayşe’nin seni sevmesini çok mu istiyorsun?
- Her şeyden, herkesten çok.
-Al bu tespihi, sabaha kadar zikir çek.
-Ne söyleyeyim şeyhim?
-Ayşe de. Sevdiğinin adını söyle.
-Haşa şeyhim, Ayşe Allah mı?
-Onu derim oğul. Sabaha kadar Ayşe Ayşe diye zikir çeksen seni duymaz ki. İçindeki bu
tufanla bir kere Allah desen O seni duyar. Zira insanlar sadece sesini, Allah ise kalbini duyar”

Bu büyük velilerin yaşantılarının dizileştirilerek ekranlara sunulmasında, elbette
hatalar olabilir. Önemli olan bu hataları bulmaktan ziyade kendimiz için dersler çıkarabilmemizdir. Ben TRT yetkililerine ve dizide emeği geçenlere, Ebul Vefa hazretlerini tekrar gündeme getirdiği için teşekkür ediyorum. 
Sağlıcakla kalın…

Bu yazı 101 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum