Kazım GERMİYANOĞLU

Kazım GERMİYANOĞLU

kgermiyanoglu@hotmail.com

Yangın-75

05 Ekim 2019 - 17:04

Selendi Kaymakamlığı'na atanan Hulûsi Bey, aldığı ikinci telgraf emri üzerine alelacele Gördes'ten ayrıldı.                                                                  GÖRDES, 19 Mart 1921 
               Gördes Kaymakam Vekilliği görevine atanan Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Bey, Gördes'e gelerek görevine başladı. Hacı Ethem Bey, Müftü İsmail Hakkı Efendi, Kuva-yı Milliye Cemiyeti'nin diğer üyeleri ve kalabalık bir heyet İbrahim Ethem Bey'i şehrin girişinde karşıladılar. Gördes'te yeni bir dönem başlıyordu.
               Kaymakam İbrahim Ethem Bey göreve başlar başlamaz, ilk işi Parti Pehlivan ile görüşmek oldu. Pehlivan'la tanıştıklarından, onun adamlarıyla Gördes'te bulunması Kaymakam İbrahim Ethem Bey'e güven veriyordu. Pehlivan, iri cüssesiyle karşısındaki koltukta oturuyordu. Lakin rahat olmadığı her halinden belliydi.
               Kaymakam İbrahim Ethem Bey:
               - Pehlivan! Bırak şu endişeyi! Rahat otur! Beni tanıyorsun. Bak sana teminat veriyorum. Emin ol, hükûmetin sana karşı bir husumeti yok. Hizmetlerini de takdir ediyorlar.
               Parti Pehlivan:
               - İbrahim Bey, cehaletim ve meseleyi bilmemekliğim neticesi hükümete karşı büyük bir cürüm işledim. Her ne kadar neticede vaziyeti anlayarak Ethem' den ayrılmış ve düşmana teslim etmek istediği topları alarak orduya göndermiş ve bu veçhile büyük bir hizmet ifa etmiş isem de, evvelki cürmüm pek büyük olduğundan affedileceğimi zannetmiyorum. Onun için Gördes'ten daha içerilere gitmekten mazurum. Bu kenar kasabada oturacağım ve hizmet teklif ederlerse memnuniyetle yapacağım.
               - Rahat ol Pehlivan. Gördes emin bir kaza; burada çok samimi vatanperverler var. Kalman hepimizi memnun eder. Her insan hayatta birtakım hatalar yapar. Mühim olan hataları sürdürmemektir. Sen, Ethem'den ayrılıp top ve bataryaları orduya teslim etmekle çok büyük bir hizmette bulundun. 
               - Sağol İbrahim Bey beni rahatlattın. Bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da vatan ve millet için çalışacağım. Bundan şüphen olmasın.
               -Sana güveniyorum Pehlivan. Sen, bu millete daha çok hizmetler yapacaksın, bundan eminim.
               Gördes'te on beş kişilik Pehlivan kuvvetiyle, 20-30 kişilik jandarma kuvveti bulunuyordu. Pehlivan'ın adamları, endişeli bir şekilde elde silâh çarşıda geziniyorlardı. Hükûmetin ani bir hareketle silâhlarını toplayıp idam olunacaklarını düşünüyorlardı.
               Kaymakam İbrahim Ethem Bey, Parti Pehlivan'la görüştükten sonra Cemiyet Başkanı Hacı Ethem Bey'i ziyaret etti.
               Kış, bütün şiddetiyle devam ediyordu. Kepez Dağı, bembeyaz örtüsüyle Gördes'in gerisinde çok azametli duruyordu. 
               Cemiyet Binası'nın önü sanki buz kalıplarıyla döşenmiş idi. İbrahim Ethem Bey dikkatle atından indi. Yavaş ve temkinli adımlarla Cemiyet kapısından içeri girdi. Hacı Ethem Bey onu kapıda karşıladı. Birlikte yukarı katta bulunan makam odasına çıktılar. İbrahim Ethem Bey, eldivenlerini çıkararak sobanın arkasında bulunan deri kaplamalı ahşap koltuğa oturdu. Hacı Ethem Bey elini uzatıp:
- Hoş geldiniz Kaymakam Bey! Diyerek tokalaştıktan sonra karşısındaki koltuğa oturdu. Bir müddet ısındıktan sonra İbrahim Ethem Bey paltosunu çıkarma ihtiyacı duydu. Misafirinin hareketlendiğini gören Hacı Ethem Bey, çevik bir hareketle Kaymakam Bey'in paltosunu alarak kapının arkasındaki vestiyere astı. Kaymakam İbrahim Ethem Bey:
               - İnsanın sanki ciğeri buz tutuyor. Konuşmaya takati kalmıyor. Bu ne soğuk Yârabbim!
               Hacı Ethem Bey:
               -  Bu sene kış çok şiddetli geçiyor. Demirci daha da soğuktur eminim.
               -  Müthiş! Dedi. Kaymakam İbrahim Ethem Bey. Hem de ne soğuk!
               -  Allah'ın işi. Düşman geldiğine pişman olacak.
               İbrahim Ethem Bey gülerek:
               -  Doğru, bakarsın çeker giderler buraları çok soğuk diye.
               -  Çerkez Ethem'in ilhakı onlara can vermiştir. Soğuğu falan unutmuştur onlar.
               -  Bu tarafa gelmek için herhalde havaların düzelmesini bekliyorlar.
               -  Evet! Muhtemelen. Çerkez adaşımız, onlara buralar hakkında lüzumlu malûmatı vermiştir muhakkak.
               - Kazamız cepheye çok yakın, düşman kuvvetlerine mukavemet edecek fazla kuvvetimiz yok. Hele ki Pehlivan, az sayıda da olsa savaş tecrübesi olan efradıyla burada. Bu kuvvetleri tanzim edip bunlardan istifade etmemiz lâzım.
                O anda kapı tıkladı ve Cemiyet memuru Ramazan Efendi'nin elinde tepsiyle içeriye girmesiyle birlikte odayı buram buram kekik kokusu kapladı.
- Hoş geldiniz Efendim! Diyerek bardakları büyük bir itinayla bıraktıktan sonra odadan ayrıldı.
               Hacı Ethem Bey bardağından bir yudum alarak:
               - Doğru söylüyorsunuz. Muntazam kuvvetlere ihtiyacımız var.
               - Derhal cepheye ve livaya vaziyeti bildirip; Pehlivan Kuvveti'nin, seyyar jandarma halinde ve hükûmet emrinde vazifelendirilerek hizmete alındığını söyleyeceğim.
               - Bunu memnuniyetle kabul edecekler. Zira onlar da bu veçhile kendilerine resmî vazife tevdiini bir nevi af addedecekler, dedi. Hacı Ethem Bey ve dışarıya seslendi:
               - Ramazan Efendi!
               - Buyurun Hacı Bey, diyerek kapıyı açtı Ramazan Efendi.
               - Bardaklarımız boşaldı!
               - Derhal doldurayım Efendim! Diyerek bardakları alıp dışarı çıktı Ramazan Efendi.
               Kaymakam İbrahim Ethem Bey ayağa kalkarak pencereye doğru yaklaştı:
               - Biz de kendilerini intizama aldığımızdan dolayı müsterih oluruz, dedi, durdu, ani bir hareketle dönerek:
               - Derhal Pehlivan' ı çağırsınlar azizim! Dedi.
              Hacı Ethem Bey dışarıya seslendi. Elinde tepsi olduğu halde Ramazan Efendi odaya girdi:
              -  Buyurun Hacı Bey, diyerek bekledi.
               - Pehlivanı acilen çağırın! Yalnız gelsin!
               Ramazan Efendi:
               - Emredersiniz! Diyerek, tepsinin üzerindeki bardakları masanın üzerine bırakıp süratle odadan ayrıldı.

Bu yazı 1138 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum