Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

ssamiilker@gmail.com

Alimin Ordusu Olur mu?

10 Mart 2025 - 10:40 - Güncelleme: 10 Mart 2025 - 10:41

Bilim kelimesinin eski kültürümüzdeki karşılığı ilim, bununla uğraşan insanlarına alim dendiği malum. İlim kelimesini daha çok "insan bilimleri" ile uğraşan alanlar için kullanma eğilimi vardır. Tarih, siyaset, felsefe, kazıbilim, ilahiyat, dil, edebiyat alanları gibi. Mühendislik, fen, tıp ve temel bilimler alanları için de bilim (müspet ilimler) kelimesi sanki biraz daha tercih ediliyor. Müspet ilimler ifadesi bazen kafa karıştırır. Biri müspet ise diğeri menfi mi olacak? Aslında burada söylenmek istenen, ölçülebilir tekrarlanabilir bilim alanı ve konuları. Ancak Türk Dil Kurumu sözlüğünde ilim eşittir bilim.
Millî kimlik için; kültür köklerinin doğru okunması, bizi biz yapan değerlerin korunması ve yaşanması, dünün de bugünün de bilinmesi gerekir. Bu ve benzeri kelimeleri günlük hayatta kullanmasak bile anlamak gerekir. Kaldı ki bunlar geçmişi kaynağından okuyup anlamak kadar, bu kelimeleri kullanan Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve diğer Türk dünyası ile anlaşmamızı da kolaylaştırır.
Fen bilimleri alanları vücudun el, kol, bacak, omur, gövdesi ise, insan bilimleri veya toplum bilimleri için, beyin ve akıldır diyebiliriz. Bu nedenle ülkeye yön verenlerin fen bilimleri dışında kendi dil, tarih, edebiyat, sanat, felsefe ve ilahiyatından da haberdar olması gerekir. Aksi halde güçlü, pazulu bir toplum, öğrenilmiş çaresizlik (Stokholm sendromu), korkaklık, özgüvensizlik, rakip ya da düşmanın hile ve tuzaklarını fark edememek gibi nedenlerle yenilir veya teslim olur.
ORDU
6 Şubat 2025 Perşembe günü, Hacı Bayram Üniversitesinin Gazi mahallesindeki Itri Kongre Merkezinde, yaşayan en büyük Türk Dili hocası ve âlimi Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun bey için yapılan iki günlük sempozyumun yapılacağı salonun önünü ve içindeki doluluğu görünce eşimin ağzından dökülüverdi bu ifade; "İşte Ahmet Bican Ercilasun’un bilim ordusu". Kendisi Türk dili dışında, Türk tarihi, Türk destanları ve Türk edebiyatı alanlarından onlarca akademisyen, binlerce öğrenci yetiştirmiş.
Çağdaş Türk Lehçeleri üzerine ülkemizde ilk kez yapılmış 30-40 civarında yüksek lisans ve doktora çalışması, 40 civarında hepsi özgün ve kaynak niteliğinde kitap. Çok sayıda idari görev de yapmış. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi dekanlığı, bölüm ve anabilim dalı başkanlıkları, Kırgızistan Kırgız-Türk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi dekanlığı, Türk Dil Kurumu başkanlığı. Halen Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü başkanlığında bulunuyor.
Çok çalışkan, idealist, işinin tam manasıyla ehli, mütevazı, üretken bir bilim insanı. Şimdi 82 yaşında. Genelde dünyaya vedadan sonra yapılan bu tür anma ve adına düzenlenen bilim toplantıları yerine, belki ilk kez o kişi hayattayken, onun huzurunda yapıldı böyle bir sempozyum. Böyle bir mürüvveti görmek az sayıda bilim insanına nasip olur. Bilim ve sevgi eken, halkın da Hakk'ın da sevgi ve rızasına erer, diye düşünüyorum.
AKSAKALLILAR/AKSAÇLILAR VE BİR HABER
Önce aksaçlılar ve aksakallılar denen iki kısa oturum yapıldı. Ahmet Bican beyin arkadaş ve akranlarından sekiz kişi konuştu. Hatıralardı genelde aktarılanlar. İkinci oturumda, İsmail Parlatır hoca konuşurken birden telefonu çaldı. Telefonunun sesinin açık kalmasından duyduğu mahcubiyetle cihazı kapatmaya çalışırken birden ses açılıverdi. Eşiymiş. Mecburen cevapladı ve "ya öyle mi" dedi ve telefonu kapattı. Sonra, "değerli arkadaşlar, Zeynep Korkmaz hocayı kaybettik. Zaten bekliyorduk. Eşim de başında idi. Devamlı ilgileniyordu. 5-6 gündür yemiyor, içmiyordu. Onun için dua ediyorduk. Acı haberi vermek bana nasip oldu" dedi. Ahmet Bican Ercilasun hoca ayağa kalktı ve bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Saygı duruşu gerçekleşirken içimizden de duamızı ettik.
Zeynep Korkmaz hoca, DTCF 'nin en kıdemli emekli Türk Dili hocası idi.106 yaşında dünyaya veda etti. Salona bir hüzün çöktü. Hemen herkeste emeği olan tam bir alim, bilim insanı. Çok nitelikli verimli ve gayretli bir bilim insanı olduğu kadar cesur bir insan olduğu da anlatıldı. 1970'li yıllarda DTCF özelinde sık sık boykot kararı alınır, öğrenciler dersten çıkarılır, hocalar da korku ile boyun eğerlerdi eylemlere. Bir gün Zeynep hoca dersteyken 20 kadar militan dershaneye girip, öğrencileri forum adı verilen eylem toplantısına götürmek istediler. Hoca sınıfa döndü; hiç kimse bir yere gitmeyecek, bu ders yapılacak dedi ve kimse kıpırdamadı. Gelen eylemciler de çekip gittiler, diye anlattı İsmail Parlatır bey.
6 Şubat 2024 Maraş-Hatay büyük depreminin birinci yıl dönümü, Ahmet Bican Ercilasun’u anma sempozyumu ve Prof. Dr. Zeynep Korkmaz'ın vefatı aynı güne denk geldi. Vefa, vefat ve deprem acısı birlikte yaşandı.
AKSAÇLILAR NELER SÖYLEDİ
Prof. Dr. Umay Türkeş Günay:
1. Kadir kıymet bilmek Türk kültürünün özelliğidir.
2. Ödünç bilgi ile kalkınma olmaz. Bilgiyi kendin üreteceksin. Türkolojiyi (Türk dili, edebiyatı, tarihi, felsefesi, coğrafyasını konu alan bilim disiplini. Türklükbilim) Londra ve Paris ağırlıklı batılılar başlattı.
3. Durumdan vazife çıkarmak sözü, Cumhuriyetin birinci ve ikinci nesilleri için olağan bir özelliktir. Hepsi idealisttiler.
4. Ahmet bey, Fuat Köprülü'den sonra Türkolojiyi bütünüyle kavrayan bir bilim adamıdır.
Prof. Dr. Reşat Genç (Atatürk Yüksek Kurulu E.Başkanı, Tarihçi):
1. Ben Ahmet Bican hep "cansız hoca" derim, takılırım. Çünkü o ölmeden önce sırlara ermiş bir insandır, benim gözümde.
2. Her üniversitesitede her devlette Ahmet Bican Ercilasun gibi bir Türkolog olsaydı, derim.
3. Süleyman Demirel Moğolistan gezisine gidecek. Beni aradı. Geziye Moğolistan tarih ve kültürünü bilen bir ekip kur dedi. Ben de Ahmet bey ile Osman Fikri Sertkaya'yı yazdım. Orhun kitabeleri başkent Ulanbatur'a 100 km. Oraya gidildi. Abidelere girilirken Moğolistan Devlet başkanı yanında getirdiği Moğol Türkologa Bengütaşlar üzerindeki yazılar için "Gel şunu oku" deyince, S.Demirel, "Bizim Türkoloğumuz var!"deyip Ahmet Bican Ercilasun’u çağırdı. Ercilasun, Orhun kitabesini okuyunca, Süleyman beyi bir görecektiniz, kıvanç içindeydi.
Prof. Dr. İskender Öksüz:
1. Ahmet Bican Ercilasun'la (ABE) İzmir'de çocukluk gençlik arkadaşıyız. Milliyetçi bir öğretmenimizin ilgilenmesiyle Atsız'ın makalelerini okuyoruz. 15 yaşındayım. Öğretmenimiz bizi önemser, konuşmamızı dikkatle dinlerdi. (Hepsi önemli ve değerli cümleler ama bence en önemlisi budur. SSİ) Özellikle "30 Ağustos ve Türk Ordusu " makalesini defalarca okuyoruz, okuduklarımızı yedek parçacı Hüsamettin beyin dükkanında toplanır, sırayla anlatırdık.
2. ABE Türkoloji'de bir müceddittir, yenileyicidir yani. Göktürk kitabelerinde 2 kez Göktürk, 76 kez Türk kelimesi geçer. O nedenle bunlara Türk Orhun Bengütaşları denilmesini ister. Bengü; sonsuz, ölümsüz demek. Yazıt kelimesini hatalı bulur.
3. ABE hep ümit vericidir. Karamsar olmayın, Türklük yükseliyor, yükselecek, der.
Prof. Dr. Bilge Ercilasun (eşi):
"Ahmet ile tanışmamız Atsız bey vesilesiyle oldu." Bu cümleden sonra evlenmelerine kadar varan hatıralarını anlattı.
Mütevazı ve çok çalışkan bilim insanı, aşk ve dava adamı Ahmet Bican Ercilasun hoca ve eşi Bilge hanıma sağlık ve uzun ömür dilerim.
Selâm ve saygılarımla

Bu yazı 89 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum