Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

Prof.Dr.Süleyman Sami İLKER

ssamiilker@gmail.com

Burs Alan Gençler Bu Fedakar İnsanları Görselerdi

08 Aralık 2024 - 23:50 - Güncelleme: 08 Aralık 2024 - 23:51

Bizim inancımız ve kültürümüz (aşina ve alışık olduğumuz davranışlar) zaten bunu yaşar, uygular ve tavsiye eder. Sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek, görmeyecek. Biz de yıllardır bunu yapıyoruz. Burs verdiğimiz üniversite öğrencilerini hiç tanımıyor, bir şart ileri sürmüyoruz. Sadece onların maddi şartlarına göre, kılı kırk yararak bilgisayar programı üzerinden verilen puanlara göre puanlıyor, ona göre sıralıyoruz.
Tanıdık, arkadaş, hemşehri taleplerinde bile durumu izah edip müracaat şekli ve zamanını söylüyoruz. Bize emanet edilen paralar üzerinden vebal korkusu ve hassasiyeti ile gerçek hak edenleri bulmaya ve onlara vermeye çalışıyoruz.
Çok darda olduğunu, fakat sıralamaya giremediğini öğrendiğimiz bazı gençler için de, yönetimdeki arkadaşlarımızdan gönüllü olanlar "şartlı burs" şeklinde o gence burs sağlıyoruz.
OBA YÖRÜK TÜRKMEN KÜLTÜR MERKEZİ
Manisa İzmir yolunun ortasında hergün binlerce aracın içinde onbinlerce insanın gördüğü, fakat burada ne var dediği halde içini görmediği bu devasa yalıtımlı bir kıl çadır yer alıyor. Birçok kişinin "Yazık, gelen gideni de az" deyip üzülüverdikleri bu tesis aslında muhteşem, şaşırtıcı bir fikri temsil ediyor. Paranın alınmadığı, sadece paylaşma ve yaşatma amaçlı bir kuruluş. Paraya adeta tapan günümüz insanının anlayamadığı, "Nasıl olur ki" dediği bir yapı. Bu yapı mütevazı ve iddialı.
Yörük Türkmen geleneğinden köylerimizdeki köy odaları eskiden beri mini birer parasız otel, içindeki de "Tanrı misafiri"dir. Köy o insana sıra ile yemek verir, yardım eder. Yardım tabii ki ücretsizdir. Batı ise devletten devlete parasıyla verdikleri mal, teçhizat veya hizmetlere bile yardım adını veriyor. Amerikan yardımı gibi.
DAHASI
Burası hayal bile edemeyeceğiniz bir kültür müzesi. Yan taraftaki 100-150 kişilik kapalı (yazın açık) bir bölgedeki masa, sandalye, mutfak ve malzemelerini grupların kullanımına veriyorlar, ücretsiz. Ancak siyasi olmayacak. Her ayın ilk cumartesi günü herkese açık ücretsiz kahvaltı da cabası. Bazı kurum yöneticileri (BŞB gibi) geleceğiz dedikleri halde bir kez bile uğramamışlar.
Ana dev kıl çadırda 2-3 tane müzeye yetecek kadar binlerce kültürel eşya ve malzeme sergileniyor. Bizi Bornova Yörük Türkmen Derneği başkanı, (aynı federasyon başkanı imiş) Ramazan Dumanlı bey gezdiriyor. Herkes hayretler içinde. Kıyafetleri ve hafif kiloları ile bazı amatör derneklere yöneticilerine benzeseler de, başkan, yardımcısı ve yönetimdeki birçok kişi mühendis, başarılı iş insanları.
Toplantının yerini ilk görmeye gittiğimizde başkan yardımcısı Ramazan bey (ikisinin de adı aynı) "hiç bir yardım kabul etmiyoruz, Yörük Türkmenlerin ahlak, töre ve hayata bakışlarını göstermek, tanıtmak, mümkünse benimsetmek için" çalışıyoruz diyor. Kültürlü insanlar. Kültürel birikim ve hayata bakışlarını konuşma ve eylemlerinden anlıyorsunuz. Gıpta ettik.
SALA VE SABAH
Sabah bunları yazarken, yakınımızdaki camiden sala veriliyor. Hava sisli ve tam da güneş doğmak üzere. Salanın sonunda müezzin efendi, "..... şirketinin sahibi ... kişi vefat etmiştir. Mevla rahmet eyleye" diye bitiriyor salayı. Amin diyorum içimden. Bir yandan da beynim konuşuyor. "Sahibi" dedi ama, gerçek şu ki "sahibiydi" olmalıydı, diyor. Mülk Allah'ındır sözünü de tekrarlıyor. Bir kez daha rahmet dileyip yazıma devam ediyorum.
EĞİTİME KATKI DERNEĞİ VE ANEMON DAĞCILIK VE DOĞA SPORLARI KULÜBÜ
Kuruluşundan beri yönetiminde yer aldığım Eğitime Katkı Derneği yararına, Anemon kulübünün de ciddi destek verdiği çok güzel bir etkinlik oldu bu pazar günü (01.12.2024). 100-120 arasında katılım oldu. Hem dernek, en çok da kulüp mensubu bayan ve erkek arkadaşların gayretlerini görünce Türk milleti olarak hiç içimiz kararmasın diyoruz, arkadaşlarla.
Sabah 06.30'dan beri (güneş 08.00 gibi doğuyor) ayaktalar. Masalar tek tek hazırlanmış, büyük tabaklarda mükemmel bir kahvaltı. Çay sınırsız.
Hasan Kabadağ'ın, Anemon külup başkanı Ömer Bülbül beyin konuşmalarından sonra ben de derneğimiz hakkında bilgi verdim. Geçen yıla göre 20 fazlasıyla 170 üniversite öğrencilerine ayda 180bin TL ödeme yapıyoruz. Desteğinize ihtiyacımız var. Esasen bu gençlerin desteğe ihtiyacı var. Türkiye'nin geleceği onlar. Biz heyecanla gayret ediyoruz. Hasan beyin el emeği göz nuru eserleri, başka bazı sanatçıların derneğimize hediye ettikleri eserleri çekilişe konarak gelir elde edildi. Derneğimize yaklaşık 50bin TL gelir toplandı. Masrafları Anemon Dağcılık kulübü karşıladı. Hasılatın tamamı Eğitime Katkı Derneğimize, yani gençlere kaldı. Minnettarız.
KADINLARIMIZIN FEDAKARLIĞI
Sabahın köründe başlayan hazırlıklar, herkese sunulan kahvaltı, çaylar, kahveler derken bir yığın kirli tabak kaşık çatal vs. Odaya ait kirlenmiş mutfak eşyalarının da Anemon Dağcılık ve derneğimiz mensubu bayan arkadaşların her şeyi yıkadıklarını görüyor, mutlu oluyoruz. Kenarda duran yedişer kitaptan oluşan üç paketi kendilerine hediye ediyoruz. Seviniyor, mutlu oluyorlar.
GENÇLER BU İNSANLARI BİLMELİ
Günün sonunda hiçbirini tanımadığımız bursiyer gençler uzaktan da olsa bu faaliyeti görselerdi. Kendileri için burs parası nasıl toplanıyor, bu insanlar nasıl şevkle aşkla çalışıyorlar, şahit olsalardı diyoruz. Tabii ki bu sadece nazari bir düşünce. Bu Eylül ayında Manisa ünlü 8 Havuzu karşısındaki kermesimizde de aynı ekip gayret göstererek 80bin TL gelir sağlamışlardı. Bu arada Bornova Yörük Türkmen Derneği başkanı Ramazan bey buraya gençleri de getirin diyor. Ben de Tıp Fakültesi öğrencilerinden bir grup getireceğim diyorum. Saat 14.00 gibi çekilen resimler, vedalaşmalarla Oba'dan ayrılıyoruz.
ÖĞLEDEN SONRA
Eve dönmeden Manisa dağının yarısına kadar (Dumanlıdağ -Evliya Çelebi Sey.) bir saatlik yolculuk yapıp çiseleyen yağmur eşiğinde ormanı, dağı ve tepeden Manisa'yı seyrediyoruz.
ATIL KALAN YÜZ MİLYONLUK TESİS
Bir saat kadar evde kaldıktan sonra oğlumla birlikte mutad dağ yürüyüşüne çıkıyoruz. Hava kapalı, çiseleme devam ediyor. Muradiye'den Aliağa'ya giderken yolun başlangıcında sağda büyük tabela var. Yunusemre Belediyesi Köpek Bakım Merkezi. Ana rotamız oraya doğru idi. Onlarca bina var ama hepsi sahipsiz, inşaatları yarım kalmış. Etraf sahipsiz dağınık inşaat malzemeleri ile dolu. Çürümekte olan kamuya ait milli servete çok üzüldük. Başıboş sahipsiz sokak köpeklerinin nasıl bir sorun olduğu ortada iken, bu tesisin yarım kalması düşündürücü. İnşallah gecikmeden tamamlanır.

Bu yazı 72 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum