Seyfettin Budak

Seyfettin Budak

budakseyfettin83@gmail.com

Alışkanlıklarımızın Sınırı Nereye Kadar Olmalı?

29 Ekim 2024 - 18:12 - Güncelleme: 29 Ekim 2024 - 18:12

Alışkanlık haline gelmiş bir davranışı söküp atmak zor…
Ama düzeltilebilir…
Tarih ve akıl üzerinden…
Tarihsel olarak toplumların alışkanlıkları sahip olduğu din üzerinden gerçekleşir.
Vahiy de indiği toplumun dil, inanç, gelenek ve bilincini göz önüne alarak inmiş.
Bazıları vahyin indiği toplumun kültür ve geleneğini de alışkanlıklar edinmiş…
Zamanla örnek alınan geleneksel öğeler din haline gelmiş…
Bu durumda geleneği değil, dinin aslını davranış edinmeli…
Toplumların, mutlaka ortak akıl ve ahlak etrafında birleştikleri güzel davranışları var…
Bunlar da akılsal zeminde akar.
Örneğin; Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devletinin kültürel zenginliğini kendine özgü biçimde düzenleyerek kurulmuş.
“Kültürel alışkanlıkların sınırı ne?” sorusu bireyin bulunduğu konum ile ilgili…
Çünkü bireyin iç ve dış alanındaki durumu farklı…
Bireyin iç alanı yaşadığı yöresel alan…
Dikkat edilmesi gereken şey, bu alanın inanç alanıyla çatışmaması…
Çatışırsa, kişi bilgi ve bilinç ölçeğinde din ile alışkanlığı arasında tercih yapmalı…
Tercihi, doğru ve değişmez değil…
Birey, alışkanlıklarının tek ve doğru olduğu düşüncesinde olmamalı…
Her insan, farklı tarihsel ve akılsal alışkanlıklara sahip…
Bireyin dış alanı, farklı bölge ya da şehirler…
Kalıcı davranışlarını buralarda devam ettirebilir.
Ama toplumsal yaşamı olumsuz etkileyecek davranışlardan kaçınmalı ve kurallara uymalı…
Başka ülkede yaşayan biri için de durum aynı…
Kalıcı alışkanlıkların dışa yansıtılmasında dikkat etmeli…
Bu yüzden bulunduğu ülkenin kanun ve kurallarını iyi bilmeli…
Devletler de yabancıların kalıcı alışkanlıklarını yerine getirecekleri alanlar açmalı…
Çünkü insanlar, alışkanlıklar üzerinden huzur ve mutluluk arar.
Bu durumda iki kamusal alandan bahsedilebilir:
Birincisi; her toplumun din, kültür ve alışkanlıklarını yaşadığı özel alan…
İkincisi ise herkesin ortak alışkanlıklarının temsil edildiği alan…
Her iki alanın ortak paydası özgürlük alanı…
Bu alandaki bir alışkanlık insan için huzur ve mutluluk kaynağı…
Sonuçta bu ortak alanda insanlar kendilerini ifade etme imkânı sağladığı gibi özel alanında ise başkasının özgürlüğünü kısıtlamayacağı ölçü ve sınırda yaşar.

Bu yazı 156 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum