Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman, yapamıyorsak anlayamıyoruzdur, der.
Sebebini anlayamadığımız o kadar olay var ki, aciz kaldığımız için görmezden geliyoruz ve üzerinde düşünmek istemiyoruz.
Böyle bir olayı, rehber öğretmenlik yaptığım engelliler okulunda yaşadım.
10 yaşında spastik ve zihinsel engelli Eda isminde bir öğrencim vardı. Ağız kasları zayıf olduğu için ağzını yavaş oynatıyor ve bazen kısa cümleler söylüyordu.
Bir gün, yan sınıfta Fatma öğretmen ile derse girmişti.
Dersin ortasında, aniden şu sözleri söyler:
“Fatma öğretmenim baban arayacak!”
Fatma öğretmen, alışılmadık bu söz karşısında şaşırır ve bir anlam veremez.
İki dakika sonra uzun süre görüşmediği babası Amasya’dan arar.
Fatma öğretmen şaşkın…
Seyfettin hocam, acilen bir dakika gelir misiniz, diyerek beni çağırdı.
Hocam, az önce tuhaf bir olay yaşadım, şoktayım, dedi.
Ve yaşadığı olayı anlattı.
Birlikte bu olayı anlamaya çalıştık ama bir anlam veremedik.
Anne ile konuştuğumuzda o, bizim kadar şaşırmamıştı.
Çünkü daha önce de buna benzer olaylar yaşamıştı.
Eda, eve misafir gelecek, diyor ve gerçekten de eve misafir geliyormuş.
Düşünceme göre Eda, güçlü bir altıncı hisse sahipti.
Tabi ki muamma…
Allah vergisi, diyelim…
Altıncı hisse sahip olduğu düşünülen başka bir canlı, Avrupa Kızılgerdan kuşu…
Bu kuş hakkında 2015 Kraliyet Akademisi Bilim Kitabı ödülünü alan ve yılın en iyi bilim kitabını yazan Jim al-Khalili ve Johnjoe McFadden, “Kuantum Sınırında Yaşam” isimli kitabında şunları söyler:
“En gizemli yön bulma duyusu, Avrupa Kızılgerdanında görülür: dünyanın manyetik alanının yönünü ve kuvvetini saptayabilme becerisi, yani manyetik algılama sistemine sahip...
Kızılgerdan’ımızın ne kadar uzağa ve hangi yöne uçacağını bilmesini sağlayan şey, anne babasından ona aktarılan DNA'da şifrelenmiştir.
Kızılgerdan rotasını belirlemek için bu incelikli ve sıra dışı yeteneğini -bir tür altıncı his- kullanır.
Pek çok başka kuş ve hatta böcekler ve deniz hayvanları gibi Kızılgerdan da dünyanın zayıf manyetik alanını hissederek, doğuştan gelen bir navigasyon duyusuyla bundan bir yön bilgisi çıkarabilme becerisine sahiptir; Kızılgerdan’da bu duyu, henüz anlaşılmamış bir kimyasal pusuladır.
Manyetik algılama bir muammadır…
O halde, manyetik alan Kızılgerdan tarafından nasıl algılanabilir?
Bir gizem, ne denli küçük olursa olsun, hayranlık uyandırıcıdır çünkü çözümü dünyayı kavrayışımızda kökten bir değişiklik yapabilir…
Frankfurt'ta yaşayan Alman ornitolog çift Wolfgang ve Roswitha Wiltschko, dünyanın önde gelen akademik dergilerinden Science'ta çığır açan bir makale yayımladılar.
Makalede Kızılgerdanların dünyanın manyetik alanını gerçekten de algılayabildiği şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlanıyordu.”(Jim al-Khalili ve Johnjoe McFadden, Kuantum Sınırında Yaşam, Domingo yay., 2018, İst. s. 3-5)
Acaba Eda’da, Avrupa Kızılgerdanlar gibi Amasya’dan İstanbul’a ulaşacak telefon manyetik alanını önceden hissederek mi konuşuyor?
Muamma…
Sonuçta…
Algımızı aşan bu gibi olaylarda yaratıcının etkisini görmezden gelip inkâr mı edeceğiz?
Bir yandan belirsizlik, anlamsızlık, kaçış ve inkâr…
Diğer yandan anlamada acizlik, yaratıcıya varış ve iman söz konusu…
YORUMLAR