Zaman ayakların altından kayıp denize doğru sürüklenirken, dalga dalga sabırsızlık rüzgârı esiyor. Sorumluluğun sesini kısıp yerini sorumsuzluk alırken, insana tahammülsüzlük ayyuka çıkıyor. Kendince mazeretlerden…
İlahi sözler, önce gelmeli değil mi?
Sözün üstüne söz, kimin haddine?
Bu itirazlar niçin?
Reddedişler niye?
Bu gidiş nereye?
Kaçış nerede son bulacak?
Hangi denizin sahili kurtuluşa umut olacak?
Ya, yalancı umut pazarıysa?
Bu günahın bedelini kim ödeyecek?
Yunus öfke ile ayağa kalkmış, zararla oturmuştu bir kere… Zararın yürüyüşü deniz olmuş, dalga dalga kaplamış yürek sahilini. Akıllara durgunluk veren inanç kaybolmuş. Uçsuz bucaksız ufuklarda…
Denizde yürümek aşk ve iman eylemidir. Bu aşk ve iman, hayatın içinde olmak, kendi benliğinden vaz geçmek, insanlık onurunu dokumak, düşen yüreklere el uzatmak, Kırılan gönlü onarmak, muhtaç gönle aş olmaktır. Umutsuzluğa ümit…
Heyhat!
Ne çabuk unutulur verilen sözler!
Ne çabuk unutulur her şeyi gören gözler!
Denizde yürümek mi varmış?
Hayat sularına batıp çıkmadan, duaya muhtaç ellere derman olmadan kaçıp gitmek var mıydı?
Sorumluluğun sesini kısıp gitmenin kime ne faydası var?
Kendi dünyanda, kendi hülyanda olmanın sana ne faydası var?
Bir Yunus var ve Yunus’tan da öte olan… Tuzlu sudan uzak! Canhıraş, can simidi arayan! İnsanlığın ayağa kalkacağı karalarda…
Denizde başlayan yolculuk, karaya dönüşürken, beyaz güvercinler, ağzında zeytin dalı uçurmalı! İnsanlığın adımları, serin sularda yüreklere doğru akmalı! Bilgi, bilinç, şuur döşeli yollarda…
Acı, keder, hüzün; dirilişin sancısı, özlem, umutsuzluk, son bulmalı! Bir daha karanlık dehlizler mekân, sahiller de kurtuluş değil; kurtuluş toplumlar olmalı! Rabbin ayetlerine hasret bayramlarda…
Önce farkında olmanın bilinci ayağa kalkmalı, yürüyüş arkaya bakmadan emin adımlarla devam etmeli! Huzur, güven, hasret gideren, kurtuluş vadeden, tükenmeyen yollarda…
Kimler tüketir yolunu?
Kimler yürümeyi değil, sürünmeyi tercih eder?
Kimler yürümeyi değil sadece bakmaya yönelir?
Bakanlar ile yürüyenler bir olur mu?
O halde yürü! Sadece yürü! Bilindik yerlere, bilindik yarınlara, bilindik sonlara…
Yunus gibi denizlere, dehlizlere değil! Karalara, açıklara insan olan mekânlara…
YORUMLAR