Yaşar ATLI

Yaşar ATLI


Nerede Kalmıştık?

06 Mart 2025 - 18:47 - Güncelleme: 06 Mart 2025 - 18:48

Geçen yazımızda nerede kalmıştık diye sormuşuz? Bu soruyu türlü türlü cevaplayabiliriz. Kalu beladan tutun da dünde kalmışlığa kadar getirebiliriz. Hep dünde kaldığımız için nerede kalmışlığımızı neden geri kaldık şeklinde anlayabiliriz.
Galiba geri kalmıştık, geride kalmıştık. Belki de atı alan Üsküdar’ı geçtiği, biz de yerimizde saydığımız için geride kalmış görünüyorduk. Azıcık mürekkep yalayıp etrafına bakan herkesin sorduğu soru aşağı yukarı aynıydı. Neden geri kaldık. Azıcık yeykinip, bir şeyler yapmalıyım diyen de çay koy yeniden başlıyoruz diyebildi ancak. Ömrümüz çay koyup yeniden başlamakla geçti hep. Hor görmüyorum, gülmüyorum; zira biliyorum bu bizim hikâyemiz.
Neden geri kaldık sorusuna ülkemizde seksen beş milyon hatta seksen beş zincirliyon cevap verilebilir. Aslında bu kadar cevabın olması bir cevabın olmaması demek. Ormanda kaybolmuşsun ve önüne kırk tane yol çıkmış. Ne önemi var hangisini seçtiğinin.
Geri kalmışlığımızın sebebi ne olabilir: eğitimsizlik, liyakatsizlik, bencillik, tarafgirlik, yobazlık, coğrafya, tarih, biyoloji, fakirlik, tefrika, gamsızlık, tembellik, sermaye birikiminin olmaması, taklitçilik, coğrafi keşifler, savaşlar, felek, canımız öyle istediği için vesaire, vesaire…
Gördüğünüz gibi geri kalmışlığımıza muhtemel sebep olarak zikredilebileceklerin yarısını bir çırpıda saydım. Ama yine de bu saydıklarım ve sayamadıklarım gerçek sebep değildir belki.
Bir de soruyu değiştirmeyi mi denesek acaba. Biz geri kalmadık ki. Başka bir memlekette yere düşsen üzerine basıp geçerler, bizim memlekette düşsen en az on kişi seni kaldırmaya koşar. Olayı çok fazla dramatize etmemek şartıyla buna katılırım. Doğruluk payı vardır yani. Fakat neden geri kaldık sorusu genelde teknolojide, bilimde, sanayide neden geri kaldık bağlamında sorulmaktadır.
Soru ayakkabı gibidir. Büyük bir ayakkabı yürüyüşünüzü hantallaştırır. Küçük ayakkabı rahatsız eder. Fakat yürüyüşünüz bozuksa hiçbir ayakkabı fayda vermez. Sorular da perspektifimizi ve düşünce tarzımızı belirler elbette. Ama bir sorun varsa hala oracıkta duruyordur.
Salamanca Üniversitesi sekiz yüz yaşındaymış. Biraz araştırınca daha eski üniversitelerin İslam dünyasında da olduğunu gördüm. Tek farkları elbette müfredat. Bizim oğlan bina okur döner döner yine okur. Tek fark dediğime bakmayın eminim ki saymaya kalksanız çok farklar olduğunu göreceksiniz.
Bernard Lewis, Hata Neredeydi isimli kitabında hani şu beş lira kâğıt paralarımızın üzerinde resmi olan Aydın Sayılı var ya; işte ondan bir şey nakleder. III. Murad zamanında Takiyüddin tarafından bir rasathane inşa edilir. Bu rasathane çağdaşı Danimarkalı astronom Tycho Brahe’in rasathanesine ekipman ve uzman personel açısından denkti. Fakat Takiyüddin’in rasathanesi Şeyhulislamın tavsiyesi üzerine padişahın emriyle yıkılmıştır. (s. 95.) Neden yıkıldığı hakkında rivayet muhtelif.
Bedri Rahmi’nin şiiri nasıl bitiyordu:
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.
Son birkaç asırdır bu terakki meselesini konuşuyoruz. Bu çok bilinmeyenli denklemi çözmek gayet müşkül görünüyor. Sizler de otobüsün kaçtığını düşünüyorsanız ve üstelik çayı da demlediyseniz bir teşehhüd miktarı bu husustaki fikirlerinizi dinlemek isterim.

Bu yazı 154 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum